Gitmeye karar vermiş bir kadın bir erkek… Ellerinde yanlarından hiç ayırmadıkları bavulları… Otobüse önce binebilme arzuları, çocuksu itişip kakışmalardan birbirini bir kaşık suda boğacak bir güç savaşına dönüşür. Otobüsün varlığını bile un
DEVAMIuturlar. Aralarındaki bu tartışmalar ayrılık noktasına getirir bu çifti ama birbirine gizli bir iple bağlı olan bu çift her seferinde barışmanın bir yolunu bulur. Aslında buna mecburdurlar.(!) Olaylar katlanılamaz bir hal aldığı vakit, kadının gerçek aşk arzusu bir fırtınaya dönüşür. Bu fırtına, bizi kadının kurduğu bir masala atar. Ayrıca erkeğin onu anlamasını ister ve masalı başlatır. Ölümleriyle toplumsal yargılara, otoritelere, yazgılarına başkaldıran bir masal; Romeo ve Juliet. Dört bavul, bir kadın, bir erkek. Verona'da, bir masalın içinde. Kah Juliet'in evinde Kah Verona surlarında. Soylulukta birbirine denk iki düşman aile; Montegue ve Capuletler… Bu iki düşman ailenin çocukları, Romeo ve Juliet. Birbirlerine âşık olurlar ve kavuşamazlar işte bütün olay bu. Kim daha soylu? Kim daha güçlü? Hiç bitmeyecek bir sidik yarışı. Kim otobüse önce binecek? Ve yarayla alay eder yaralanmamış olan. Bir Shakespeare tragedyası trajikomik uyarlamasıyla bu toprakların geleneklerine de selam çakan bir insanlık komedyasına dönüşüyor.
DAHA AZ GÖSTER