İstanbul’da bir Yahudi düğünündeyiz. Eidel, oğlu İshak’ı evlendirmektedir. Geniş bir cemaatle kutlanan düğünde, kızı Drezel ile birlikte konuklarını ağırlamaktadır. Eidel’in gizli sevgilisi Ermeni tüccar Mihran, ailesinden miras geleneksel
DEVAMIbir şano sahibi tiyatrocu Ermeni Kirkor, Kirkor’un sevgilisi oyuncu Lusin de konuklar arasındadır. Düğün gecesi 2. Dünya Savaşı’nın başladığı haberi gelir. Tarihin bu önemli kırılma noktasında, ülke siyasetiyle birlikte azınlıklar da olumsuz etkilenir. 1939 ile 1943 yılları arasında yasal düzenlemelerle azınlıklara uygulanan yaptırımlar, mutlu düğünü hızla geride bırakarak, Yahudi ve Ermeni ailelerin zorunlu göçüne ve kaybolmalarına yol açacaktır. Zorunlu göç edenlerin, kaybolanların ve kalanların hikaye takibi, Yahudi ailenin üçüncü kuşak ferdiyle günümüz Türkiye’sinde gerçekleşir. Oyun, 2. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da yaşanan olaylarla, günümüz iki binli yıllar Türkiye’si arasında zaman atlamalı gidip gelir. Bugüne gelindiğinde de kahramanımız benzer yasal düzenlemelerden nasibini alacaktır.
Türkiye 2. Dünya Savaşı’na girmemiş ancak yaşanan siyasi ve ekonomik buhranla azınlıkların ağır bedeller ödemesinin de önüne geçememiştir. Oyun yakın tarihimizden günümüze uzanan bir seyirde, Yahudi bir aile ve yakın dostları Ermenilerin öyküsüne odaklanır. Yahudi ve Ermeni ailelerin varoluşunda, tüm göç edenlerin, sürgünlerin, kaybolanların ve ölenlerin gizli hikayeleri vardır. Oyunda yaşananlar, yurtsuzların, atılanların, zorunlu göçe zorlanan ve vatansız bırakılanların; bilinmezliğin, umutsuzluğun, korkuların sesleridir.
Şapkacı Eidel’den, saatçi Mihran’a, tiyatro oyuncusu Kirkor’dan Lusin’e, Drezel’den şair İshak’a ve günümüz akademisyeni Yasemin’e uzanan renkli figürlerin, aşkla, eğlenceyle ve yaşam coşkusuyla dolu, komik ve hüzünlü “hikayelerine” tanık oluruz."
DAHA AZ GÖSTER