Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde yazdığı oyunlarıyla Türkiye tiyatrosunun gelişkin örneklerini vermiş bir tiyatrocu, Musahipzade Celal, BGST'nin oyununa konu oluyor.
İşlemeli, kahverengi ahşap masasında bir memur...
El
DEVAMIi kaleminde...
Kimselere fark ettirmeden kendi kendine gülüyor, bir şeyler mırıldanıyor, kağıda döküyor. Önündeki pencereden İstanbul'a bakıyor...
Ninelerinden, dedelerinden dinlediği eski zaman hikayeleri koca İstanbul sahnesinde canlanıveriyor.
İstanbul'un Osmanlı hali...
Çengisiyle, çelebisiyle, kadısıyla, delisiyle, kıpır kıpır, hayat dolu bir yaşantı beliriyor önünde... Dar kafalı devletlular ve dalkavuklarından tutun, devrin batıl inanışlarına, eski esnaf dayanışmasından, karı koca münasebetlerindeki adaletsizliğe dokunuveriyor kalemiyle...
Ortaoyununun, Karagözün ruhuyla dolanıyor kalemi sahifeler üzerinde. Gençlik yıllarında dostlarıyla beraber gizli gizli oynadığı orta oyunu tipleri kalemine kuvvet veriyor...
Efendim o İstanbul'a bakıyor, İstanbul'un Osmanlı haline... Biz de ona bakıyoruz şimdi, sahnedeki aksine...
DAHA AZ GÖSTER