Molière Efendi (2009)
Bundan üç asır önce, sadece dört yüz bin insanın yaşadığı Paris’te, sarı ve yeşil giysileri içinde bir delikanlı... Bir halıcının oğlu... Yattığı yerden kalkıp önündeki pencereden boşluğa bakma cesaretin
DEVAMIi gösterir. O küçücük pencereden kıpır kıpır Paris’i görür. Görgüsüz burjuvalar, münasebetsiz soylular, efendiler ve uşaklar, zorba babalar ve birbirine kavuşmak için çırpınan âşıklar... Bir atlıkarınca misali Molière’in etrafında dönüp durmaktadır.
Halıcının oğlu parmak uçlarında azıcık daha yükselir; küçük penceresinden sadece Paris’i değil tüm dünyayı, tüm çağını görür. Taşların yerinden oynadığı, bugünün temellerinin atıldığı o çağa bakarken bir yandan da hınzırca gülümsemektedir... Tıpkı arı kovanına çomak sokan yaramaz bir çocuk gibi…
Molière’den üç asır sonra bizler, eleştirilerine hak verip esprilerine kahkahalarla güldüğümüz bu büyük ustanın, Molière'in hayatını ve tiyatrosunu anlatmak istedik. Oyunları dünyanın dört bir yanında, neredeyse tüm dillerde sahneleri dolduran Molière’i, genç seyircimize tanıtmayı kendimize görev bildik. Çünkü edebiyat kitaplarında birkaç sayfaya, ezberden söylenen birkaç basmakalıp cümleye, müfredatlarda bir ders saatine sıkıştırılmayacak kadar değerliydi bu usta...
Kısacası, bu oyuna keyifli bir Molière dersi olarak da bakılabilir…
Rus yazar M. Boulgakov’un, Özdemir İnce tarafından kıvrak bir dille Türkçe'ye çevrilen, Molière Efendi adlı biyografik romanı oyunumuz için önemli bir esin kaynağıydı. Ünlü Fransız tiyatrocu Mnouchkine’in Molière adlı filmi de yazarın hayatını sahneye aktarma konusunda bize yol gösterici oldu.
Oyunumuzda Molière’in hayatından bazı önemli kesitleri canlandırırken, Cimri, Kibarlık Budalası ve Hastalık Hastası gibi ilk günkü değerinden bir şey kaybetmeyen büyük eserlerinden sahnelere de yer verdik. Ve bu büyük tiyatro ustasını, oyunlarındaki panayır canlılığı içinden anlatmaya çalıştık.
"Shakespeare “Tüm dünya bir sahnedir!”demişti, Molière bu sahneyi aldı ve bir panayır alanına çevirdi!"
DAHA AZ GÖSTER