Topluluk, Antik Yunan eski komedya yazarı Aristophanes’in M.Ö. 411 yılında yazdığı “Lysistrata : Kadınların Savaşı” oyununu, bugün Amerika ve Ortadoğu arasında barışı getirmek üzere örgütlenen kadınları konu alarak yeniden yorumluyor. Oyund
DEVAMIa barış rüyası ile harekete geçen her kesimden Amerikalı ve Ortadoğulu kadın, erkeklere yaptıkları aşk grevi ile bazen eğlenceli bazen düşündürücü bir mücadeleye girişiyor.
Oyunda kadınlar, toplumda onlara verilen sadece anne ve eş olma rollerini reddediyor, dünya için, ülkeleri için, gelecekleri için cinsel kimliklerini bastırmadan savaşçı bir ruhla barışı getirme mücadelesine giriyorlar. Bu açıdan oyun toplumsal cinsiyet eşitsizliğine de baş kaldırmış oluyor. Kadınlar, anne, eş oldukları, kızı ve kardeşi oldukları erkeklere onları doğurduklarını hatırlatıyor ve toplumda en önce kendilerinin söz sahibi olduğunu gösteriyor.
Atinalı bir kadın olan Lysistrata’nın Atina, Sparta ve diğer bölgelerden kadınları toplayıp, barışı getirmek için aşk grevini örgütlediği ve sonunda barışı getirdiği oyunda, bugün Lysistrata Amerikalı bir kadın olarak can buluyor. Ortadoğu’da ona destek veren kadın ise barış aktivisti Leyla Halid olurken, Halid ilk kez tiyatro sahnesinde canlandırılmış olacak.
1970’lerde 8 bin kişinin öldüğü ve "Kara Eylül" olarak adlandırılan olaylar ve sonrasında Filistin mücadelesinin sembol isimlerinden biri olan Lübnanlı Leyla Halid, Ortadoğu’daki kadınları barış mücadelesi için örgütlüyor. Dört yaşındayken toprağından sürülen ve on beş yaşından beri de Filistin davasının içinde yer alan kadın gerilla ve aktivist olarak tarihte önemli yeri olan Halid, “evinin kadını ve çocuklarının anası” olarak bir kenarda yaşamı seçmeyen, toplumu için harekete geçen bir kadın olarak oyuna ruhunu katıyor. Halid’in ''çiçeklerimizi koparabilirler ama baharın gelişini asla engelleyemezler'' sözü de oyunda Amerikalı kadınlara umut oluyor.
Aristofanes’in, Antik Yunan döneminde kentler arasındaki savaşları bitirmek üzere kadınların başlattıkları aşk grevi oyunda erkeklerin sonunda pes etmesi ile son bulurken, günümüz modern Amerikalı kadını da 2.400 yıl sonra aynı yolu seçiyor. Aşk grevi yanında erkelerin elinden hazineyi de alan kadınlar bugün dünyayı yöneten en büyük güçlerden olan Amerika’nın da hazinesini yani FED’i ele geçiriyor. Erkeklerin para için savaşmalarını engellemek ve silahları susturmak toprak için kan dökülmesini engellemek isteyen kadınlar, toprakları adilce bölüştürme ve paranın hükmünün kalkmasını sağlamaya çalışıyor. Modern Amerikalı ve apolitik Amerikalı kadınların bu mücadelesi, oyunda komediye dönüşürken, sonunda kadınların gelecekleri için verdikleri mücadele, kararlılıkları ile başarıya ulaşıyor.
Antik Yunan’da Aristophanes’in cinselliklerini kamusal alanda dile getirebilen ve toplumda söz sahibi olma mücadelesi veren kadınları anlattığı oyun bugün bize 2.400 yıl sonra hala aynı sorunların devam ettiğini de çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Toplumun temel bir yapısını tersine çevirerek özel hayatın özneleri olan kadınları, kamusal hayata taşıyan oyunda, evinden çıkmayan, ev işleri ve kocalarıyla ilgilenen kadınlar dışarı çıkmış ve ülke hazinesini, dolayısıyla da yönetimini ele geçirmişlerdir.
Kadınlar oyunda, asker ve yöneticiler yanında, savaş çığırtkanı olarak sembolize edilen ve bugün bir akbaba gibi dünyayı sömüren “eril aklı” da yeniyorlar.
DAHA AZ GÖSTER