Bir klinikte kesişen dört hayat hikayesi…
Bir yazar, yeni romanı için kadınların yaşam öykülerini derlemek amacıyla bir psikiyatri kliniğinde üç farklı kadınla görüşmeler yapar. Songül, Derya ve Sinem, geçmişlerinde yaşadıkla
DEVAMIrı derin travmaları, maruz kaldıkları şiddeti ve toplum tarafından dışlanmalarını anlatırken; yazar, onların iç dünyalarına tanıklık eder ve kendi içinde çıktığı yolculuktan, hayatının gerçekleriyle yüzleşerek, kaçınılmaz olan dönüşümü yaşayarak çıkar.
Oyun, dinleyenle konuşan arasındaki sınırları silerken, Umut karakteriyle izleyiciye “Acılar ortak, direniş de öyle olmalı!” mesajını veriyor. Hayatın en karanlık köşelerine bile sızan absürtlüğüyle, acı ve mizah arasında oynanan bu oyunda güldüren anlar, aslında mücadelenin keskin zekâsından doğup derin bir gerçeklikle çarpışacak.
Bu oyun, hem bireysel hem de kolektif bir hesaplaşmayı temsil ederken seyirciyi derin bir empati kurmaya ve toplumsal gerçeklerle yüzleşmeye davet ediyor.
Kırılgan Direniş, yalnızca bir oyun değil; kadınların acılarla örülü ama umut dolu dayanıklılığının bir manifestosu. Kelimeler de yalnızca bir anı değil; aynı zamanda birer ayna…
Ama o aynada görülen kişi kim?
DAHA AZ GÖSTER