Oyun Özeti
Seans Bilgileri
11.00 Seansı
11.00 Beyoğlu Spor Kulübü - Bozmayın Çekiyorum
12.30 Beyoğlu Sineması - Gaybubet Şehri
14.30 Metrohan - DEM
14.30 Seansı
14.30 Beyoğlu Spor Kulübü - Bozm
DEVAMIayın Çekiyorum
16.00 Beyoğlu Sineması - Gaybubet Şehri
18.00 Metrohan - DEM
18.00 Seansı
18.00 Beyoğlu Spor Kulübü - Bozmayın Çekiyorum
19.30 Beyoğlu Sineması - Gaybubet Şehri
21.00 Metrohan - DEM
***
Türkiye’nin ilk kadın stüdyo fotoğrafçısı Maryam Şahinyan’dan ilhamla…
İstanbul Tiyatro Festivali’nin yeni klasiği İstanbul Mon Amour, şehri bir sahneye, yürüyüşü anlatının bir parçasına dönüştürmeye devam ediyor. Projenin 2025 edisyonu Pera’nın Karanlık Odası, katılımcıları Beyoğlu’nun çok katmanlı geçmişinde bir yolculuğa davet ediyor. Yiğit Sertdemir’in sanat yönetmenliğinde ve Kumbaracı50 koordinasyonunda geliştirilen proje; İstiklal Caddesi boyunca Beyoğlu Spor Kulübü, Beyoğlu Sineması ve Metrohan gibi kent hafızasında yer etmiş üç mekânda geçiyor.
İlk durak Beyoğlu Spor Kulübü’nde maskelerin, kuklaların seyirciye eşlik ettiği Bozmayın Çekiyorum ile yolculuk başlıyor. Ardından Beyoğlu Sineması’nda Burçak Çöllü’nün yazdığı sinema-mekân ilişkisinin metin ve video ile iç içe geçtiği Gaybubet Şehri ile devam ediyor. Finalde ise Metrohan, bir müzikhol atmosferine bürünüyor; DEM’de orkestra, anlatıcı, konuk oyuncular ve şarkılar eşliğinde, bir dönemin hayaletleri gün yüzüne çıkıyor.
Türk tiyatrosunun önde gelen isimlerinden Işıl Kasapoğlu’nun yaklaşık 30 yıl önce tasarladığı İstanbul Mon Amour, kurucusu olduğu Semaver Kumpanya tarafından geniş bir sanatçı kadrosuyla ilk defa 2022 yılında, İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyircinin karşısına çıkmıştı. Ünlü yönetmenin Orhan Veli Kanık’ın İstanbul’u Dinliyorum şiirinden esinlenerek kaleme aldığı, gün boyu süren özel projede, şehrin çeşitli bölgelerindeki mekânlar birer sahneye dönüştürülmüştü. İstanbul Mon Amour projesi, sahnelendiği ilk festivalden bu yana festivalin ayrılmaz bir parçasına dönüştü.
İstanbul Mon Amour bu yıl Pera’nın geçmişinden bugününe semtin evsahiplerine, kayıp imgelerin dirilişine ve İstanbul’un çok sesli belleğine dair sezgisel bir keşif vadediyor.
DAHA AZ GÖSTER