Işıl Kasapoğlu’nun yaklaşık 30 yıl önce Orhan Veli Kanık’ın İstanbul’u Dinliyorum şiirinden esinlenerek tasarladığı İstanbul Mon Amour projesi geçen yıl festivalde hayata geçirilmiş ve izleyicilere tekrarı olmayan unutulmaz bir deneyim yaşa
DEVAMItmıştı. İstanbul Tiyatro Festivali’nin 26. ve 27. edisyonlarının küratörlüğünü üstlenen Kasapoğlu, projesinin ismini festivale hediye ederek, her yıl farklı konular ve mekânlar etrafında farklı yönetmenler ve topluluklarla tasarlanacak bu özel bölümün temelini atmış oldu.
İstanbul Mon Amour bu yıl Ahmet Sami Özbudak’ın araştırmaları, hayalleri ve çeşitli sanatçılarla yaratıcı işbirlikleri neticesinde kurguladığı, tiyatronun büyüsüyle sarmalanmış bir Beyoğlu’na götürüyor bizleri.
Beyoğlu’nun görkemli tarihi içinden geçen bu benzersiz yolculukta Osmanlı’dan günümüze sayısız yaşanmışlığın tanığı üç Fransız lisesi salonları, sınıfları, koridorlarıyla birer sahneye dönüşüyor. Meral Çetinkaya, Deniz Türkali, Bülent Emin Yarar, Okan Bayülgen gibi ustaların yanı sıra Fehmi Karaarslan gibi genç kuşağın başarılı temsilcileri, gerçek hikâyelerden esinlenerek yazılan küçük oyunlarda şehrin geçmişine dair düşleri, heyecanları, aşkları bize yaşatıyor.
Yazdığı ve yönettiği oyunlarla pek çok ödül alan, mekâna özgü çalışmaları, tarihle kurmacayı harmanladığı özgün metinleri ve görsel-işitsel birer şölene dönüştürdüğü farklı sahnelemeleriyle özellikle övgü toplayan Ahmet Sami Özbudak, bu projede birbirinden değerli yazarlar ve yönetmenlerle birlikte tekrarı ve hatta benzeri olmayacak teatral bir deneyim yaratıyor.
Festivalin tüm gün sürecek kapanış etkinliği İstanbul Mon Amour | Beyoğlu aynı gün iki tur olarak gerçekleştirilecek.
DAHA AZ GÖSTER