Bu oyun bir elma’dır.
Şaka yapıyorum. Bu oyun yalnızca bir oyundur. Daha fazlası değil.
Şimdi, milyonlarca yıllık insanlık tarihindeki ilişkileri, kadın erkek çatışmalarını, aşkı, dostluğu, arkadaşlığı, aldatmayı
DEVAMI, aldatılmayı, güven duymayı, güvenini kaybetmeyi falan tartışacak değiliz . Onca yıldır süregelen bir sürü paradoksu, anlam kargaşasını , anlayamadığımız dürtülerimizi, ‘’ insan ne ile yaşar ? ‘’ sorularını bir anda, bir çırpıda, hızlıca cevaplandıracak da değiliz, haliyle. Haliyle diyorum çünkü, bu bir matematik problemi değil. Eğer matematik problemi olsaydı, size ‘’pi sayısını ‘’ kaç almanız gerektiğini söylerdik, ne tiyatroya, ne insana, ne de edebiyata ihtiyaç duyardınız …
Bilinen en ‘’ makul ‘’ mitolojik kökene göre , ademler, havvalar ve elmalar arasında gidip gelen bu şeytan üçgeninin iç açıları toplamı kaç derecedir ?, bilinmez.. matematik olsaydı, bilirdik, ancak değil.
Peki ‘’ matematiksel ‘’ olmayan bu karmaşık ilişkilerin ortak özellikleri ne ola ki , farklı insanların, aynı şeyleri yaşaması mümkün olsun ? ‘’ diye sormak da keyiflidir.
Sonuçta, alın yazımızı bir başka ‘’ insana ‘’ yazdırabiliyoruz zaman zaman , ancak tükenmez kalem mi kullanıyor, kurşun kalem mi, yoksa bıçakla mı kazıyor , bilemiyoruz. Ancak insan, geçmişini ıslak mendille silemiyor, bunu bilebiliyoruz. Galiba !?
Uzun lafın, kısası ;
Bilememek güzeldir.
Bilememek ağaçtır.
Ve tabii ;
Bu oyun bir elma’dır.
Şaka değil .
DAHA AZ GÖSTER