Çağdaş Alman edebiyatının önemli yazarlarından Hans Fallada’nın gerçek bir olaydan yola çıkarak yazdığı “Herkes Tek Başına Ölür” adlı romanı, 2. Dünya Savaşı yılları Nazi Almanya’sına tanıklık etmekte.
Yıl 1940. Berlin’de,
DEVAMIsıradan bir işçi karı kocanın, Nazi yönetimine karşı yürüttükleri olağandışı ve alışılmadık direnişleri anlatılıyor. Otto ve Anna Quangel çifti, günlük, sıradan yaşamlarını sürdürürken cepheden gelen bir telgrafla aniden yaşamları alt üst olur, tek oğullarını savaşa kurban vermişlerdir. Yaşam artık eskisi gibi değildir. Karı koca, 200’den fazla, el yazısıyla yazılmış, Nazi karşıtı kartpostal ve mektupları, 1940-42 arasında Berlin’in dört bir yanına dağıtırlar. Kısa sürede polisiye bir takibin içinde bulurlar kendilerini.
Oyun, polisiye bir izlekte, sıradan, küçük insanların faşizme karşı tepkisizliklerini, korkularını, öfkelerini, ihbarcı ve işbirlikçi yaklaşımlarını ahlaki bakımdan sorgulamakta. Küçük insanın faşizmle imtihanı hüzün ve komedinin iç içe geçtiği naif bir anlatımla aktarılmaktadır.
DAHA AZ GÖSTER