Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Charlotte Jones’un gerçek olaylardan esinlenerek kaleme aldığı ‘Havada Yüzmek’ aileleri tarafından zorla akıl hastanesine kapatılan iki kadının gerçek hikayesine dayanır. Oyun, 1922-72 yılları arasında tam 50 yıl boyunca İngiltere’deki bir DEVAMIakıl hastanesine tecrit edilen -gerçek adlarıyla- Miss Baker ve Miss Kitson’ın burada kaldıkları süre içerisinde yaşadıklarıyla başa çıkmanın yolunu kendi içlerinde nasıl bulduklarının bir serüvenidir aslında. Akıl hastanesi, hapishane, bir evin içi veya dışarısı neresi olduğunun bir önemi olmadan erkek egemen anlayışın hüküm sürdüğü bir toplumda ve iktidarda ne yazık ki kadın her zaman tutsaktır. Cinsiyetçi bakış açısında kadın aşağılanan, değersiz bir mahluk olarak görülür. Ahlak kurallarının, toplumsal değerlerin nedense hep erkek egemen görüş tarafından değerlendirmeye alındığı böylesi bir ortamda elbette cezayı da baskın olan taraf kesecektir. Bu kadınlar cinsel kimlikleri üzerinden yargılanmış ve kusurlu görülmüştür. Evlilik dışı ilişkiden çocuğu olan Persephone, tecavüze uğradığı için ‘piç’leri olan ve kadın rolünü reddederek erkeksi davranışlarda bulunan Dora ahlak dışı oldukları gerekçesiyle tecrit edilmişlerdir. Erkekler tarafından kirletilmiş bu kadınlar yine erkekler tarafından temizlenmeleri ve ıslah edilmeleri için kapatılmışlardır. Suçları örtmek, onları ortadan kaldırmaktan daha kolaydır elbette. Günah keçisine dönüştürülmüş, yalnızlaştırılmış hatta yok sayılmış bu kadınların akıl hastanesindeki banyoya hapsedilmiş hikayesi, aslında bir özgürleşme hikayesidir. Başka bir deyişle havada yüzmeyi becerebilen herkesin hikayesi… DAHA AZ GÖSTER