Ne yüksek derecede bir zeka, ne de büyük bir hayal gücü, hatta her ikisi beraber olsa bile bir insan dahi olamaz. Dehanın ruhu sevgi, sevgi, yine sevgidir.'...Wolfgang Amadeus Mozart
Yaşadığı dönemin taassup ve bağnaz düşüncel
DEVAMIerine karşı Fransız Devrimine kadar giden Aydınlanma hareketi içinde gerçek bir devrimci, aydınlanma önderidir Mozart...Notalarına döktüğü İnsan sevgisi ve özgürlük tutkusu, müzikte ortaya koyduğu o güne kadar görülmemiş özgün ve yalın içtenlik, İnsanlığa yepyeni bir çığır açmıştır. Dönemi içinde hüküm süren despotizm, bizzat kendisinin de maruz kaldığı ve he r şeyi göze alarak isyan ettiği bir bağnaz egemenliktir. İnsanlık onurunu ezdirmeyen, haksızlığa karşı direnmekten yılmayan duruşu, bağışlayıcılık, özgürlük, eşitlik ve hümanist düşünce yapısı eserlerinin ana temasıdır ve mektuplarında sürekli karşımıza çıkar. Onun bu erdemli duruşu ve dünya görüşü özellikle dört operasında daha belirgin hayat bulur:
Saraydan Kız Kaçırma, Figaro'nun Düğünü, Don Giovanni, Sihirli Flüt.
Ölüm yatağında bestelerken yarım kalan Requiem'ini dinlediğimizde, bazılarına göre sanki kendi ölümüne yazdığı bir ağıt olduğu ileri sürülse de aslında yaşamın hiç sönmeyecek ebedi bir ışığa dönüştüğü, ölümsüz notalarından ve sözlerden açıkça hissedilir. Belki de o ölüme ağıt yerine 'ölümsüzlüğün müziği'ni yazıyordu... ve sonlandıramadan ölmüştü. Final yoktu!... Sanki 'Devam edecek' ya da 'Arkası yarın' der gibi...Tıpkı yaşam gibi...Başlangıç gibi...
Mozart'ın notaları bizlere ışık saçan birer yıldız, kendisi dünyamızı aydınlatan, Güneş gibi sımsıcak ısıtan SEVGİ' dir. Sonsuza dek sönmeyen...
DAHA AZ GÖSTER