Yalnız kaldık, eksildik, anlaşılmadık, bin parçaya bölündük. Oyunumuz gelecekte geçiyor. Artık her şeyin daha hızlı olduğu ve tüketildiği yıllar. İlişkilerin robotlarla, yapay zekalarla nadiren insanlarla yaşandığı yıllar. Peki aşk? Var mıy
DEVAMIdı yoksa kafamızda yarattığımız bir illüzyon muydu? İnsana insan mı gerekli idi, yoksa kendi ademini yaratmak mıydı her şeyin çaresi? Mümkün müydü el ele tutuşmadan? Denemeye değmez miydi?
Oyunumuzun kahramanı onaylamadığı halde bir yapay zeka satın alır. Öyle bir aşk yolculuğu başlar ki değişir, değiştirir. Sonra gerçekler girer devreye. Kadın’a yüklenmiş normlar baskılar... Evlilik, çocuk... Bir kadının “tam” olması için çocuk sahibi mi olması gerek. Sevmek gerektiği zaman gitmeyi bilmek mi demek? Yoksa sahip çıkmak mı?
Tiyatro Martı yine kadın gözünden baktığı bir oyunla ilişkilere ve kadının hayattaki rolüne dair sorular soruyor bize.Bir kadının aşkla, dansla, müzikle dönüşümüne tanık olacaksınız. Bu oyun tüm iyileştiren aşklara adanmıştır. Yeterince ağlamadık mı? İzlerken en güzel parçanızı bulmanız dileğiyle.
DAHA AZ GÖSTER