Dede Korkut hikayelerinden / söylencelerinden yola çıkılarak, Güngör Dilmen tarafından yazılmış bu oyun bin yıl öncesinin bugününde Oğuz İllerinde Anadolu’da geçer. Deli Dumrul bir insanın insan olma yolculuğudur.
Deli Dumrul, kurumu
DEVAMIş bir çay üstüne kurduğu tahta köprüden insanları zorla geçirerek kazanç sağlamakta ve bütün Oğuz illerinde de kural tanımayan deliliğiyle tanınmaktadır. Gücü elinde bulunduran Canguzoğulları’na bile kafa tutmuş, Canguzoğluyla nişanlı Dede Korkut’un, Elif’e aşık olmuş ve bu aşk için Dede Korkut’a bile karşı gelerek Elif’le evlenmiştir. Günün birinde, ölmüş genç bir delikanlının başında ağıt yakan kadınları görünce, bunun haksızlık olduğunu düşünen Dumrul, Azrail’den hesap sorar. Bu Tanrı’yı kızdırır. Azrail tam onun canını alacakken; Dumrul, Tanrı’dan af diler. Tanrı’da kendi canı yerine can bulursa onu affedeceğini söyler. Dumrul, önce yardımcısı Kırk Yiğit’e, sonra babasına en son da annesine gider ve onlardan can ister. Hiçbiri, ona canını vermez. Önce kendi hayatını sonra da ölümünü kabullenerek, bencilliğinden kurtulup, insani değerlerinin farkına vararak eşi Elif’le vedalaşmaya gider. Elif, ona canını vermek ister ve Tanrı yolculuğunu tamamlayan Dumrul’u Elif’e bağışlar.
DAHA AZ GÖSTER