Heykele Ve Aşka Adanmış Bir Hayat
Aslında bu başlıkta “aşk” iki kere geçiyor.
Çağının dahi heykeltıraşlarından biri olan Camille Claudel’in trajedisini oluşturan da bu belki…
Çünkü o, yüreğinde i
DEVAMIki aşkı; Heykele olan aşkıyla, kendisi gibi dahi bir sanatçı olan Rodin’e olan aşkını bir arada taşıyor.
Camille yürekli bir kadın!
Yaşadığı çağın, kadını baskı altına alan, onun varoluş alanlarını acımasızca kısıtlayan tüm engellerine karşı duracak kadar yürekli hem de…
Belki de bu yüzden trajediyi oluşturan, bir yürekte iki aşkın var olması değil…
“Ben heykel yapmak istiyorum, ölene kadar” diye haykıran bir yürek, hangi aşkı taşıyamaz ki?
Oysa biliyoruz ki Camille’nin Rodin’le yaşadığı aşk, bu genç ve dahi kadının ‘taşa duyduğu aşk’ kadar pür değil!
Yaralı bir aşk hikayesi bu!
Kim bilir belki de bir insana -ya da hikâyemiz özelinde söyleyecek olursak- bir erkeğe duyulan aşk, taşa duyulan aşktan daha sınayıcı, daha zor, daha yontucudur.
“CAMILLE/DÜŞÜNCE” adını verdiğimiz oyunumuzda bu iki büyük aşk arasında kalan ve seçimini sanatından yana kullanma yürekliliğini gösteren bir kadının, Camille Claudel’in hikayesini anlatıyoruz.
Sanat dünyasında kadının neredeyse yok sayıldığı koşullar içinde bedeli çok ağır bir seçim bu!
Ömrünün son 30 yılını akıl hastanesinde geçirmeye neden olacak kadar ağır bir bedel!
İşte bu yüzden bu oyun bizim için Camille Claudel’in yaptığı seçime, başkaldırısına ve aşkına bir saygı duruşudur.
Hepimize iyi seyirler,
ŞUBAT 2022
Yıldırım Fikret Urağ
DAHA AZ GÖSTER