Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Yeterli oy sayısına ulaşılamadığı için puan gösterilemiyor.
Oyun Özeti
Orhan Pamuk, Benim Adım Kırmızı romanında sadece bir aşk ve cinayet hikâyesi anlatmaz; aynı zamanda Batı ve Doğu resmindeki bakış, taklit ve temsil konularındaki farklılıkları da tartışır.
2013 yılında çalışmalarına başlayan Cazu Tiyatro DEVAMI, Orhan Pamuk'un resim sanatı çerçevesinde sorguladığı bu bakış ve temsil meselesini, bakma ve bakılmanın sanatı olan tiyatro ve oyunculuk sanatları bağlamında ele almayı deniyor.
“Ben bir hikâyeyi, minyatürlerde resmedildiği gibi anlatmayı severim. Minyatürlerdeki kadınların, erkeklerin, atların, kuşların, köpeklerin içinde durdukları yerin bir resim olduğunu ve şu an kendilerine bakıldığını biliyormuş gibi durmalarını severim. Onlar bir resim olduklarını bilirler ve bunu bildikleri için de her zaman gördüğümüz hallerine tıpatıp benzemeye çalışmazlar hiç.
Mesela bir kuş var diyelim, orada bir yere iliştirilivermiş gibi. Hiçbir kuşa benzemiyor; ama yine de o bir kuş, bulutların arasında göğün maviliği içinde... Resimdeki âşıkların kalpleri gibi hem telaşla uçuyor hem de orada bu eşsiz anın içinde, gökyüzüne çakılmış gibi sonsuza dek duruyor.
Ben hikâyelerimi böyle anlatmak isterim. Minyatürdeki o kuşun resmi gibi: Hem uçtuğum düşünülsün hem sonsuza dek yerimde durduğum. Hem anlattığım şeyi yaşadığım sanılsın, hem de her şeyden habersiz olduğum. İsterim ki resimdeki o kuş gibi hem hikâyemi anlatayım hem de hikâyenin kendisi olayım.” DAHA AZ GÖSTER