İstanbul ve memleket hasretiyle yanan Nazım Hikmet’in sandalcıya söylediğidir. Çok yorgundur sahiden, bedeni de, kalbi de yorgundur artık. Hep hayalini kurduğu o “çınarlı, kubbeli mavi bir liman”a çıkacak vakti de, hali de kalmamıştır. Gitm
DEVAMIekle kalmak arasında, ülkesinden gelecek sevinçli haberleri ona getirecek posta kutusunun başında, bir Moskova şafağında, sıkışan kalbiyle sırtını bir duvara vermiş, dostlarını, sevdiklerini, mücadelesini ve yazdıklarını hatırlamaktadır. Beliz Güçbilmez’in yazdığı oyun, bilincin yitirilmeden önce son kez hayatın ve dünyanın üzerinden kuş uçumu geçişini anlatıyor. Tren raylarının üzerinden bir tren gibi -bir tren ile- ve dalgalı ya da sakin denizlerden, “henüz batmamış ama bir dakika sonra batacak bir kayık gibi” -bir kayık ile- geçişini ya da. Nâzım, giderayak, son bir kez, ömrüne bakıp “severmişim meğer” diyor.
DAHA AZ GÖSTER