Ben Çoktan Gidersiniz Sanmıştım korku üzerine bir oyun.
Aç tırnak, “Korku:
1. Yüzün münferit kısımları, mesela gözler ya da ağız, ya da gözler.
2. Lower Meersham’ın kuzey iç kesimlerinin güneydoğusunda bulunan
DEVAMIbaşkenti. Nüfus: 8,000,001, yaklaşık olarak.
3. Korku,
4. Üçüncü maddeye bakın.
5. Konuşma dilinde. Eski dilde. Fiil. Ya da isim. Duruma göre.” Kapa tırnak.
Bir adam, sözlük, Thom Pain, yalnızlık, çocukluk, bir arı ya da kelimeler, bencillik, aşk, kaybetmek, çok aşk, çok kaybetmek ve bir köpek; kocaman gözleri olan bir köpek.
Çok severken kaybedenlerin oyunu BEN ÇOKTAN GİDERSİNİZ SANMIŞTIM, gerçek hayatın, insan ve hayvan arasındaki ilişkinin yakın bir örneği.
Tek kelimeyle kusursuzluk diye tarif edilen bir aşkın içinde çok severken gidebilmek ya da romantizmin jargonunun dengeli olmak, beraber zaman geçirmek, dışarı çıkmak olarak belirlendiği bir dünyada bu kelimelerdeki acıyı anlamak için ciddi sarsılmalar, görme kaybı ve bir yıl evden çıkmama gerekliliği.
Bu oyun yaşam ile ölüm arasında kısa bir an. Korkutucu ve bir o kadar çekici. Korkularının üstüne gidebilenlerin kazandığını söyleyen bir tavsiyenin kenarı belki.
Çocukluğumuz elimizden kayıp giderken, gözlerimizle ve kalbimizle dünyanın tüm hislerini arzularken aldığımız birkaç nefes.
Geçecek diyen bir şarkı.
Ya da çocuk kalmanızı söyleyen bir öcü.
Karar sizin.
Sorusu olan var mı?
Bizim var:
“Sizin çocukluğunuz ne zaman bitti? Ne kadar kötü incindiniz, ne zamandı bu, daha bu kadarcıkken, bu küçücük, hemen incinebilir şeyken; iki büyük gözden, bir kalpten, birkaç yüz kelimeden başka bir şey değilken? Asla iyileşmememiz mükemmel değil mi? Yaralanmalarımız, yaralarımız, hanımlar beyler. Hafife alınmalarımız, suistimal edilmelerimiz, ah, cennet cennet. Korku içinde yasamak, acıyı ihtiyaçlarımıza uygun hale getirmek. Ciddiyim. Ne mutlu bir hayat. Ne güzel bir oyun.”
Hayatta olmak müthiş bir şey değil mi?
Bilmem.
Belki.
DAHA AZ GÖSTER