Kadın erkek ilişkisinin farklı bir bakış açısıyla ele alındığı oyunda; Kubilay’ın, karısı Behiye’yi, kızı Fatma’yı ve hayatında geri kalan her şeyi atının varlığından daha değersiz görmesi, insanları ikinci hatta üçüncü plana itmesi temelin
DEVAMIde gelişen olayları komedi unsurlarıyla sahneye aktarıyoruz.
At tutkunu, yörenin en ikinci! atına sahip Kubilay, hastane dönüşü Akboz atı Behiye'nin yaşlandığı gerekçesiyle sattığını öğrendiğinde deliye döner. Yörenin en birinci atı Düldül'e sahip olmak için komşusu Şükriye’ye talip olur. Şükriye’ye öteden beri vurgun olan Hamit, bu izdivaca mani olmak için Kubilay’la köy meydanında düello yapmaya kalkar.
Yıllarca Kubilay’ın kahrını çeken Behiye’nin intikamı nasıl olacak? Eli kalemden başka bir şey tutmamış Hamit, bu düelloda başarılı olabilecek mi? Şükriye'nin oğlu Zeki, Kubilay’ın elinden Düldül'ü alabilecek mi? Akboz atın satılmasından annesinin evliliğini kurtarmaya kadar bütün planları yapan Fatma’yı nasıl bir son bekliyor? Kubilay, karşısına aldığı insanlarla başa çıkabilecek mi? Herkesi nasıl bir son bekliyor?
Erkek egemen toplumlarda kadının sesini duyurmaya çalışması, ayakları üzerinde durabilme mücadelesinin örneklerinin sergilendiği oyunda, kadının fendi erkeği yendi klişesinden uzaklaşarak yanıt arıyoruz. Aslında bu çatışma ve travmalar hiç bitmeyecek, bu döngü hep devam edecek, hep en başa döneceğiz, içimizdeki Kubilay’lara her şeyden önce insan olmayı öğretemediğimiz, kadına hak ettiği değeri vermediğimiz müddetçe..
DAHA AZ GÖSTER