Siyah beyazın içindeki tonları başka hiçbir yerde bulamadığını söyleyip hayatı bir çocuk sevinciyle rengarenk gören, "İçtenlik öğretilmez. Ne yaşamda, ne sanatta. Okulu yoktur. Ne isem o oldum. Yaşadığım, güzellikleriyle, acılarıyla, aşklar
DEVAMIıyla, ölümleriyle, başkaldırışım ve baş eğmelerimle, umutlarım ve umutsuzluklarımla yaşadığım, benim olan dünyayı yansıtmak istedim yapıtlarımda. … Ama en çok, tüm bunları kucaklayan ve adına hayat dediğimiz olaydan, serüvenden etkilendim. Aşkla yaşadım. Ölümler bile öldüremedi bu bendeki aşkı. Ve coşkuyla, aşkla, sevgiyle yarattım ne yarattımsa.” cümlelerini hayatının merkezine alıp doğaya, güzelliklere ve ruha inanan, eteklerinin içine kelebekler dikip onları öpüştüren, eserlerini tülbentlere, kasap kağıtlarına, çamaşırlarına basan, hiçbir ‘izm’ ile sınırlanamayacak sanatı ile bu ülkede kendisi olma, kendi gibi yaşama cesaretini göstermiş meraklı, öncü, düş dolu Aliye Berger’in fırtınalı yaşamına bir tanıklık, yaratıcı ve efsanevi kişiliğine saygı duruşu niteliğinde bir oyun ALYOŞA.
DAHA AZ GÖSTER