1970’lerde DGSA’da eğitim gören Serhat Kiraz, 1977’de Balkan Ülkeleri Plastik Sanatlar sergisine, 1979’da da Stuttgart’da bir sergiye ve 1980’de XI. Paris Bienali’ne katılarak o dönemde genç bir sanatçı için alışılmamış bir başlangıç yaptı. 1977-1978’de Sanat Tanımı Topluluğu’nun kurucu üyesi olarak gerçekleştirdiği ilk işlerinden günümüze sanat yapıtını yalnız bir algı nesnesi olarak değil, bir felsefe nesnesi olarak görselleştirmiştir. Kültürler ne denli karmaşık ve çoğul olsalar da tek kayn
DEVAMIaktan insan zihni ve imgeleminden doğar ve bu nedenle de bir bütün olarak değerlendirilmelidir düşüncesine dayanan sanat felsefesinin çözümsel sonuçları olan resim, desen, fotoğraf ve çeşitli ışık kaynaklarını geometrik, dengeli, ölçülü ve ussal bir yerleştirme yapısında birleştirmiştir. Sanat tarihinde temel kavram olan altın oran/altın kesit kavramı onun yerleştirmelerinin ölçü ve düzeninde bir altyapı oluşturur. Tarihsel bilgi, bilim ve teknolojinin sanatla ilişkisini birçok yerleştirmesinde Leonardo da Vinci’nin altın oranı gösteren Vitrivius İnsanı resmini kullanarak da belirtmiştir. Altın oranın matematiksel değerleri de Kiraz’ın işlerinde yer alır. 1979’da DGSA’nın Yeni Eğilimler sergisinde gerçekleştirdiği Görsel Yanılsama ve Gerçek ile Algılama, 1980’de Güzel Sanatlar Galerisi’nde Sanat Tanımı Topluluğu sergisindeki Adsız ve XI. Paris Bienali’ndeki Sanatçı/Turist Nakliyesi için Bir Öneri ve 1984 ve 1987de Maçka Sanat Galerisi’ndeki kişisel sergisindeki işler birbirini tamamlayan tek bir iş gibi değerlendirilebilir. Bu yapıtlarda nesneler, doğa, kültür ve siyasal toplumsal olaylara ilişkin fotoğraf kullanılmıştır; kendi çektiği ya da kaynaklardan ödünç alarak kullandığı fotoğraflar mekânın fiziksel özelliklerine göre mekânla uyum içinde yerleştirilmiştir; yerleştirmenin her öğesi tasarım, mükemmeliyet ve kesin bir teknik yetkinlik içerecek biçimde üretilmiş ve düzenlenmiştir.
Kiraz’ın yerleştirmeleri genellikle bir duvar resmi/fotoğrafı önünde bir üç boyutlu konstrüksiyondan oluşur; örneğin 2. İstanbul Bienali’ndeki Dinlerin Tanrısı, Tanrının Dinleri (1989)’de duvarda floresan ışıkları ile yapılmış bir kare ve içinde dört kutsal kitabın durduğu dört cam vitrin yer alır; Sanat, Texhni sergisindeBölge (1992)’de duvarda bir yıldız haritası ve önünde, bu haritanın verilerine göre düzenlenmiş cam dikitlerle yapılmış ışıklı bir dolambaç yer alır. Bu yerleştirmeler siyasal ve kültürel eleştiri içerir; ancak bu içerik yapıtın önüne geçmez.
Bu sergideki Boşluk Zamanı başlıklı yerleştirme 45. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu için üretilmiştir ve sarmal bir labirenttir; uzaydaki kara delik ile özdeşleşen bir yapıdır.
Sarmalı 21 adet resimli cam/ayna oluşturur; ayna yüzey içe bakar ve içten aydınlatılmıştır. Cam yüzeyde Tarot kartlarının tıpkı-resimleri vardır. Yapıt, izleyicinin algı süreçleri için çekicidir; aynalar kendisini yansıtır, resimler Venedik ortamına gönderme yapan gizemli bir bilgiyi içerir.
DAHA AZ GÖSTER