Ekber Sürsal’ın eserlerinde, uygarlıkların, kültürlerin, dinlerin, katman katman biriktiği Anadolu’nun izlerini görüyoruz. Bu katmanlar salt konulara değil seçilen malzemelere de yansımış. Malzemeler taş, ahşap, maden, kâğıt, reçine olarak resim, rölyef ve heykellerde birleşiyor.
Doğal ve yapay malzemenin iç içe kullanımının he
DEVAMIykellerde yarattığı estetik, ışığın ve mekânın da etkisiyle izleyiciyi gizemli bir arayışa yönlendiriyor. Renklerin büyüsüne kapılmışken yaşamla ölümün, yeryüzüyle gökyüzünün, güneşle ayın hikayelerinin, rüyaların, zamansız efsanelerin içinde buluyoruz kendimizi.
Denge tahtası üzerindeki bir figür, dört tekerlekli bir aracı kürek çekerek yürüten bir başka figür, düşlerden gelen Şamanik figürler malzeme çeşitliliğinin yanı sıra eski ve yeninin bir arada esprili bir biçimde kullanımını yansıtmakta.
Sanatçı, üçgen prizma çikolata kutularının tüm yüzeylerine yukarıdan aşağı desenler çizerek başladığı serüvenini, yarattığı bu üç boyutlu düşler ormanında gezintiye çıkıp zamansız hikayeler anlatarak sürdürüyor.
DAHA AZ GÖSTER