Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Kültürel kimlik, aidiyet, yer değiştirme gibi konuları esas alan karışık teknikte ürettiği resimleri ve kolajlarıyla tanınan Ers, bu sergisinde ölü doğayı ya da doğanın ölümünü mercek altına aldığı akrilik tualleriyle izleyici karşısına çıkıyor.
Şu an besin zincirinin en üstünde yer alan ve her daim kendini doğanın gerçek sahi DEVAMIbi olarak gören insanoğlu için durum her zaman böyle değildi. Kendini ormanın kralı ilan etmeden önce başka bir memeliyi tahtından etmesi gerekmişti. Mitoloji ve din, bu duruma destek çıktıkça egosu daha da büyüdü. Bitkileri ve hayvanlarıyla tüm doğanın kendi keyfi ve hizmetine verilmiş olduğuna inanır hale geldi. Ers, insanın bu kendine has yanını ilk kez anne olduğunda keşfetti. İçgüdülerin böylesine kuvvetli olduğu bir süreçten geçmek, insanlar olarak nasıl bir değişim geçirdiğimizin de farkına varmasını sağladı. Sanatçı, insanın büyüyüp kendini doğanın tartışılmaz hâkimi ilan ettiğinde, aslında içgüdülerine ve gerçek doğasına sırtını döndüğüne, pek çok bilgi edinirken kendi hakikatini büyük ölçüde unuttuğu görüşüne vardı. Bu düşünme ve sorgulama süreci sanatçıyı, doğanın gerçekten de ölmüş göründüğü, var olmadığı ve denklemin tamamen dışında kaldığı bir natürmort serisi üretmeye götürdü. Altın balığı ve mücevher böceği gibi yabanıl hayatın en muhteşem görünümlü üyelerini kullanarak, müzelerde gördüğümüz hayvan koleksiyonlarını andıran bir resim dizisi ortaya çıkardı. ‘Yokluğunda’, yalnızca güzel görünmesi ve hoşa gitmesi için tasarlanmış ama yaşamdan tamamen yoksun, doğanın olmadığı bir yabanıl hayvanlar sergisi. DAHA AZ GÖSTER