Rem Art Space, galerinin Brooklyn’de yaşayan sanatçı Ayça Köseoğulları’yla ilk kez düzenleyeceği Yerin Gölgesi başlıklı sergisini sunmaktan memnuniyet duyuyor. Köseoğulları’nın yeni grafit çizimleri, çizgilerin potansiyelini araştırırken, sanatçının kağıtla olan ilişkisini fiziksellik, hareket ve bilinçaltı açısından belgeliyor. Sanatçı,
DEVAMIcoşkulu ya da durağan el hareketlerini kullanarak, tempoyu hareketle, soyutlamayı hacimle ve yoğunluğu düşünme haliyle dengeliyor. Köseoğulları’nın karalamaları, zihinsel ve fiziksel durumlar arasındaki ahenge, aşikar olanın ötesindekini kaydetmek için çizgileri kullanarak meydan okuyor. Sanatçının, gür katmanlar ve yılankavi konturlar içeren soyut çizimleri, kağıt üzerindeki sanatsal hakimiyetin sınırlarını uygulamaya ket vurmasından ve soyutlamanın görsel ve anlatısal mecazlarını sınamasından kaynaklanıyor.

İşler, çeşitli ölçülerde ve birleşimlerde, belleğin tenha köşelerinde saklanarak zamanın akışında uçup giden anları özetleme çabasına giriyor. Köseoğulları’nın grafitle yarattığı tozlu etki, kağıdı hafif ve ince bir katmanla sararak hatırlama ve kaybolma arasındaki rüya halini ortaya koyuyor. Çizgilerinin girift ayrıntıları, izleyicilerin dikkatini yüzey boyunca samimiyet ve yakından gözlem için kışkırtıyor. Dolambaçlı ve gelip geçici bir şekilde bellek, sanatçıya, azimli el hareketlerinin akınıyla kağıda aktarılan yaratıcı dürtüyü bahşediyor. Zahmetli bir süreç aracılığıyla resimsi komposizyonları aktaran kalın grafit katmanları, zaman zaman tuvalde birikmiş boyaların koşturmalarına benziyor. İnce grafit izleri, son iki yıl içinde ciddi ölçüde soyut bir görsel sözlüğe geçiş yapan ve denemelerini biçim ve teknikle ilerleten sanatçının kalıcı ve dirençli tekrarlarını gerekli kılıyor. Bu dönüşüm sırasında, dünyevi olanın sembolleri tarafından zapt edilmemiş daha geniş bir etki havuzuna bağlılıkla, bilinçdışına dair artan bir ilgi Köseoğulları için biçimlendirici hale gelmiş. Biçime ve anlatıya dair daha özgür yaklaşımı, çizimlerin akışkan ama kararlı bedenlerinde ortaya çıkıyor.

Köseoğulları’nın atölyesiyle ilişkisi – hem bir yaratım hem de sığınak zemini olarak – kentin telaşından ve zamandan ve mekandan özgürleşmiş bir şekilde kurtuluşu bulma sürecinde temel bir unsur niteliğini taşıyor. Ara sıra yer verdiği zayıf mimari göndermeler ya da figürler, son sürat giden güçlü oklara ya da uzak bir diyardaki belirsiz ufuklara benzeyen sıkışık çizgiler boyunca serpiştiriliyor. Serginin dayanak noktasını Peşinde başlıklı, topografik bir peyzaj oluşturmak için simsiyah ya da bembeyaza yaklaşan, bolca gri tonundaki boya tabakalarıyla iri yığınların devasa düşey çizimi oluşturuyor. Köseoğulları, doğrudan sarılmış kağıt üzerinde çalışıp kağıdın zeminde uzamasını sağlayarak, işe heykelsi bir nitelik katıyor.
DAHA AZ GÖSTER