Sanatçılar, insan yaşamının büyük ritmi içinde bizi çevreleyen dünyanın görünümlerinin akışkanlığını gözlemleyip yeni çıkarımlar ortaya koyma arayışını sürdürmeyi amaç edinmişlerdir. Görsel çevrenin etkisiyle düşlere dalmak, anılar oluşturmak, hafızamızda olguları biriktirmek, imgeler yaratıp onların temsilleriyle yüzleşmemizi sağlarlar.
DEVAMIİnsanların nesnelere duruş mesafeleri, uzaklık ve yakınlık kavramlarını yaşamasını sağlar. Yaşantımız uzaklıklar ve yakınlıklar arasındaki yolculuklarla geçmektedir. Bazen bir şeylere, birbirimize çok yaklaşırız ya da bir şeylerden, birbirimizden uzak dururuz. Hiçbir zaman, bir yerde-birileri ile birlikte duramayız, devingenlikler ve değişimlerdir asıl olan. Gaston Bachelard'ın dile getirdiği gibi "uzaklar, ufkun her noktasında zaten minyatürleri oluşturur."
“Uzak Yerler” başlıklı yeni serisinde, iki nokta arasındaki mesafede küçülen nesnelerle, sonsuz büyüklükte derinliğin iç içe geçmiş görünümlerinde, sessiz devinimleri panoramik uzamlar içinde resmeder Canan Atalay. Yakın olmayan yerlerden bakışları içeren çalışmalar, lale, deniz, gemi, dağ, ev, ağaç, yuva motifleri ile örülü huzur ve derinlik arayışı içinde bir motivasyonu yansıtırlar. Sanatçının resimlerinde sıklıkla karşımıza çıkan bu erinç imgeleri, manzara görünümlerinin içinde titizlikle seçilen renk ve ton geçişleriyle görselleştirilir. Yer duygusu uyandıran çeşitli duygusal durumların anlatımları olarak biçimlenen çalışmalar başka yer ve mekanlardan sonsuz boşluklara uzanışı imlerler. Renklerle örülü atmosferde yalınlaştırılmış biçimler, geniş boşluklar ve planlar içinde ele alınırken ufuk çizgisinde yitip giden küçük mimari mekanlarda bize yaklaşmakta olan huzuru hissederiz. Manzaranın soyutlanan yorumlarında uzamın büyüklüğü içinde küçülen evler, o noktaya varmak için gerekli olan zamanı ve mekanı birbirine yaklaştırır.
"Uzak Yerler" anılarımızdaki bağlılığın yakınlaşma isteği ile içtenlikli bileşkesini yansıtırlar.
DAHA AZ GÖSTER