Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Sergi ilhamını, Dücane Cündioğlu’nun “Umutsuz Boşluk” adlı makalesinden almaktadır. Cündioğlu “Umutsuz Boşluk” adlı makalesinde, Sam Mendes’in yönetmenliğini yaptığı “Revolutionary Road” adlı filminden yola çıkarak bir çiftin içine saplandıkları; ruhani açmaz olarak tarif edilmeye çalışılan ‘umutsuz boşluğu’ deli karakteri üzerinden tartı DEVAMIşmaya açmaktadır.
“Umutsuz Boşluk” isimli sergi başlığı; kötümser bir ruh halini vurgulamasının aksine gücünü umuttan almaktadır. Bu umut, sanatçının credosu (amentüsü) anlamında vurgulanan umutsuzlukla yüzleşme yeteneğidir. Denebilir ki, sanatçılar bir anlamda bu kavrayışı ortaya koyarlar. Sanatçı ‘boşluğu’ dönüştürememeyi, bunaltıyı, çöküşü ya da tam tersi olarak bunun ifade edilemezliğini dillendirendir. Sanatçının gerçeklik katsayısı bu anlamda kendi yarattığı ‘boşluk’tadır. Sanatçının temsil problemi, ya da temsilsizliğinin temsili; yer değiştiren değerlerin içinde bulunduğumuz dünyanın değerleriyle ters orantılı olarak kendini yerinden ederek var eder. Sanatçının başarısızlığı ve sessizliği, arama serüveni bir anlamda onun kaderidir. ‘Boşluk’ bu anlamda görünmezin görünen üretimi olarak ortaya çıkar.
Sergi; sanatın özerkliğini, sanatçının ona tahsis edilen alanlar dışında kendi aradalığını; tahayyül ve akıl arasında genişletmeye ve bu sorumluluğu alabilme anlamında bir davet niteliği taşımaktadır. Sergi, sanat ile yaşam arasındaki dengeyi; bir kez daha ‘sanatın özerkliği' adına sanat dünyası ve kurumsal yapısını muhafaza eden sisteme meydan okumak için sanatçılar tarafından oluşturulan boşluğu yeniden düşünmeye çalışan mütevazı bir giriş olarak okunmalıdır. DAHA AZ GÖSTER