Tuhaf Kara Elkitabı, insanın, gündelik hayatta ilişki içinde olduğu nesneler ve eylemler eşliğinde gizlenme ve göz yumma kavramları çerçevesinde varoluşunu yeniden düşünme önerisi ile oluşan fotoğrafları bir araya getiriyor. Can Mocan’ın oldukça sıradan eylemleri çok tanıdık nesneler ile kurguladığı siyah beyaz fotoğraflar izleyiciyi günü
DEVAMImüz gerçekliğinin tuhaf yönleri ile yüzleştiriyor.
Sanatçı hayatın rutinleri ve kısır döngüleri içerisinde izleyiciyi galeri mekanı içinde gezdirirken tıpkı gerçek hayatta da olabildiği gibi ansızın ortaya çıkan beklenmedik tehdit unsurları ile karşı karşıya bırakıyor. Geleceği hakkında kaygılar barındıran insan tabiatının kendi kendini teskin edebilmesi için içgüdüsel olarak oluşturduğu yaşam kılavuzlarına fotoğrafları yoluyla işaret eden sanatçı, böylelikle izleyiciyi, sergi mekânının duvarlarında her bireyin kendine özgü geliştirdiği kurallar elkitabının sayfalarında dolaştırıyor.
Sanat tarihçi ve yazar Sinan Eren Erk Tuhaf Kara Elkitabı sergisi için kaleme aldığı “Anonimliğin Müzesi” başlıklı yazısında sergiyi şu şekilde ifade ediyor:
“Her fotoğrafın üst kimliği ışık ve onun yoksunluğu üzerine kurulmuş. Ancak eserlerin tümündeki tek yüksek kontrast unsuru bu değil. Kabul görmüş şiddetin fiziksel ve psikolojik katmanları fotoğraf karesinde insan doğasıyla çatışırken, insan doğası da doğadaki insanla (göçebe, belki vahşi) yüzleşiyor. Hatta eserler, sergi mekanının steril beyaz duvarları arasında izleyiciyi beklenmedikle ansızın burun buruna getirebiliyor. Örneğin çalıların içinden yanınıza doğrultulmuş bir silah, bunun bir kurgu, fotoğrafın dışına çıkamayacak bir paralel evren olduğunun ön kabulüyle sergi mekânını gezen izleyicide, her birimize pazarlanan çağdaş yaşam senaryolarının temelinde yer alan, geleceği sonsuza kadar yaşayacakmışçasına planlama eğilimini yıkacak bir depreme yol açabilecek güce sahip. Diğer yandan bu vahşi ve tehlikeli imgenin, sanatın güvenli alanı içinde aktarılıyor olması, Tuhaf Kara Elkitabı’ndaki tüm parçaların diğer bir ortak noktası olan kara mizahı işaret ediyor…
…Siyah beyaz fotoğraflardaki solan renkler hisleri keskinleştiriyor, belirsizliği, belirli formlar ve kodlar ile bir araya getirirken, onları öznesinden bağımsızlaştıracak kadar izole ediyor.
Tuhaf Kara Elkitabı’na konu olan çağdaş toplumdaki insan, çıkışını aradığı karanlıktan kurtulma amacıyla biriktirdiği tüm imgeleri, fikirleri ve hayalleri, kendi tasarladığı evrenin kurallarının toplandığı bir el kitabına dönüştürürken, sanatın elverişli ama yumuşak toprağında Can’ın anlatımıyla birleşiyor. Böylelikle sergi mekânının duvarları da o kitabın sayfalarına evrilerek, izleyiciye yabancı ama tuhaf şekilde özdeş hikayelerin kapılarını aralıyor. Sanatçı, gözlemlerini çevresindeki hayatların gerçeklikleri üzerinden yaparken aslında kendi acil çıkışlarını ve yangında ilk kurtarılacaklarını da sorguluyor.”
DAHA AZ GÖSTER