Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Sanatçının iki farklı dildeki eş seslilikten hareketle kurguladığı dilsel oyun, sergide yer alan resimlerde dramatik bir yapı içinde görselleşiyor.
Bu kez çocukluktan ergenliğe geçiş sürecindeki figürlerle karşılaştığımız TOY; bir yanıyla deneyimsizliğin sınırlandırdığı becerileri ve yeni yetmelere özgü ufak tefek sakarlıkları DEVAMIçağrıştırırken, diğer taraftan oyuncak vurgusuyla, insan olma hallerine dair bir süreç olarak oyun eylemiyle yüz yüze getiriyor bizi. Söz konusu paralellik içinde, ergenlik dönemiyle karakterize olan “Ben kimim?” sorusu da, insan varlığına ve kimliğine dair tarihsel tanımlarda yankı buluyor.
Oyunsal bir kurgunun rastlantısal bir anında karşılaştığımız çocuk-ergen figürler, mekansızlaştırılmış tuval düzleminden, inceleyen gözlerle bakmaktadır; sanki asıl izleyici onlar-mış ve biz de sergideki tablolar-mışız gibi…
Dünya gerçekliğinin dışında bir yerden, zamanlar ötesi görüntüler yansıtan sihirli bir ayna tutar bize bu resimler. Oyunlarımızda biz de dev böceklere sarılmış, boynumuza çıngıraklı yılanlar dolamış, renkli tüylerden başlıklar giymişizdir. Bildik dünyanın orta yerine kurduğumuz, geçici dünyaları hatırlarız belli belirsiz. Ama ne zaman, en son ne zaman gitmiştik o dünyaya? Ve bir daha ne zaman gideriz? DAHA AZ GÖSTER