Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Çıkış noktasını Zeki Müren’in bestelediği ve icra ettiği, 20. yy Türk Klasik Müziği’nin en
popüler şarkılarından alan sergide gerçeklik olarak tanımlanan ile onun görsel temsiliyet
tarafından çerçevelenişi arasındaki eşiği irdeleyen bir dizi çalışma yer alıyor. Ünsal, fotografik
imgeden pencere pervazlarına ve bilgisayar ek DEVAMIranlarına, imgelerin hem üretiminde hem
tüketiminde aynı anda işleyen izdüşüm ve hatırlama süreçlerine hükmeden farklılık ve aynılık
prensiplerinin tuhaf denklemine odaklanıyor.
Fotoğrafta kadraj hiç bir zaman tarafsız degildir. İmgeler hiçbir zaman dünyanın dolaysız
belgelemeleri değildirler; aynı anda hem dünyadan bir kesiti görselleştiren yüzeyler, hem de
kendi kendine işaret ederek kendilerinin dışında herhangi bir şeye dair anlamlı ve bütün bir
görüntüyü engelleyen ekranlar gibi işlev görürler. Ünsal’ın fotoğraf muhabirliğine ait imgeleri
seri halinde ve üst üste montajlayarak sunduğu soyut çalışmaları, savaş ve doğal afetlerin
gündemini izleyerek dünyanın çeşitli bölgelerini betimlemez. Onun yerine durmadan büyüyen
ve kendi kendine işaret eden zihinsel bir arşivin yüzeylerini görünür kılar. Kendi sesini ve
sözlü anlatıyı kullanarak zamana yaydığı fotoğraf kareleri ise, imgeler ve göndergeleri
arasındaki düşlenen ama imkansız denkliği sorgular ve bu ikisinin arasındaki oynak mesafeye
işaret eder. Bir imgeyi ele geçirdiğimizi veya anlamını kavradığımızı düşündüğümüz an
çoktan kayıp gitmektedir, özlem her zaman galip gelir. Bu mesafenin alanında mahremiyet,
kamusal alan ve arzu sürekli olarak müzakere edilir, tanımlar asla nihayetine ulaşmaz ne de
ebedi bir karşılık bulur.
Sergi, sanatçının son dönem fotoğraf ve video çalışmalarının yanı sıra sergiyle aynı ismi
taşıyan, İstanbul’da gerçekleştirdiği performansın izlerini sunarak uçucu bir sanat eyleminin
belgelenme ve aktarım olasıklarını araştırır. DAHA AZ GÖSTER