Politik, mizahi, ironik ve yaratıcı bir paylaşım, katılım, etkileşim ve iletişim biçimi olan Graffiti ve Sokak Sanatı, kamusal alanı 1970’li yıllardan itibaren bağlam ve mecra olarak kullanıyor. İstanbul’da 2000’li yılların ortalarından itibaren kamusal alandaki aktif yaratıcı müdahaleleri ile tanınan sokak sanatçılarından olan ADEKAN, AR
DEVAMIES ve CİNS, “Sandığın 3 Gözü” ile Kasa Galeri’nin mimarisini ortak bir anlatım zeminine dönüştürüyor.
Sanatçılar, Kasa’yı mimari hafızası, yeraltına inen merdivenleri ve birbirine bağlanan 3 odalı mekansal formuyla hikayelerin saklandığı bir sırlar sandığı olarak ele alıyorlar. Her bir sanatçının kendi evrenini bir odaya sığdırdığı etkili müdahaleleri ile mekan, birbirinden ayrılırken aynı anda ortak bir anlatım kurgusu aracılığıyla birbirine bağlanan “yol”lar ortaya seriliyor. Odaları birbirine bağlayan yollar, ADEKAN, ARES ve CİNS için “görsel akrabalık” kavramı üzerinden bireysel evrenleri arasındaki geçiş sağlayan bir araca dönüşüyor. Görsel akrabalıklar kuran bu “yol”lar, sanatçıların görünmeyen hikayelerini, bu hikayeleri sokaktan alıp bir sandığın içerisine saklamaya yönelik tavırlarını ve kullandıkları bağımsız görsel dilin kesişen, ayrışan ve çarpışan yanlarını izleyiciye aktaran birer kılavuz patikalar olarak işliyor.
“Kimine göre beklemek yollar, belki bir ayak ağrısı veya hastalık. İçeride kalmak. Ne dipsiz bir kavram yol, sonu yok. Sonuna kadar gitmek belki ya da yarıda kesip her şeye son vermek. Belki de tam bu arada kalmışlık. Çıkmak için yol aramak… Nereye varacağını bilememek yol. Sonsuz bir macera. Gitmelere, kalmalara, uğurlamalara ve tüm bunların insan üzerinde oluşturduklarına. Bulup da çıkmamak. Raylara, çimenlere, asfaltlara baktığımız net keskin kararlı izler… Dışarının kabusuna hasretle sıkışıp kalmak. Gördüğümüz görmediklerimiz de bu yolculuğa dahil… Cama Vuran yansımalar gerçek mi yoksa rüya mı… Her şey bir tren gibi ağır ve sert. Bıçak kadar keskin. Yolda olmak… İnsan olmak.”
DAHA AZ GÖSTER