Sanatçılar
Dilşad Aladağ & Eda Aslan Emin Fırat Övür
Emre Hüner İz Öztat
Ekin Kano Sergen Şehitoğlu
Komet Julien Prévieux
Maude Maris Virginie Yassef
Daniel Otero Torres
İstanbul Özel Saint-Joseph Fransiz Lisesi, 2 Ekim 2021– 21 Ocak 2022 tarihleri arasında “Saint-Joseph: Fev
DEVAMIkalade bir Makinenin Kalbi. Biçimler, Sahneler ve Öykülerle 150 yıllık Bir Pedagoji Hikayesi” sergisini sunuyor. Okulun 150. kuruluş yıl dönümü kutlamaları vesilesiyle Aslı Seven küratörlüğünde tasarlanan sergi, Dilşad Aladağ & Eda Aslan, Emre Hüner, Ekin Kano, Komet, Maude Maris, Daniel Otero Torres, Emin Fırat Övür, İz Öztat, Julien Prévieux, Sergen Şehitoğlu ve Virginie Yassef’in çalışmalarını bir araya getiriyor. Fransa Büyükelçiliği ve Fransız Kültür Merkezi’nin desteği ile gerçekleşen sergiye, 2021 sonbaharı boyunca halka açık bir seminer, sunum ve gösterim programı eşlik ediyor.
Sergi, okulun arşivleri ve eğitim araçları etrafında, uzun süreli bir sanatsal araştırma ve üretim sürecinin sonucu olarak ortaya çıkıyor. 150 yıllık bir süre boyunca bilimsel metotların, eğitim yöntemlerinin ve doğa tarihi koleksiyonlarının evrimi üzerine, antroposen çağında yaşadığımız paradigma kaymasını da değerlendiren düşünceler sunuyor. Pedagojik araçların -doğa tarihi koleksiyonları, biyoloji modelleri ve laboratuvar deney araçları gibi- tarihi ve güncelliği bizi Saint-Joseph Lisesi’ni fevkalade bir makine – bizi çevreleyen dünyaya dair bilgi yaratımı ve aktarımı için hem kapalı bir alan hem yaşam yeri, hem de duyusal, fiziksel ve bilişsel bir araç – olarak düşünmeye davet ediyor. Arşivler, sanatsal sahiplenmenin dürtüsüyle, kanat çırpar gibi bir yaşam soluğu buluyor: Yer yer 20. yüzyıl boyunca Türkiye tarihinin önemli anlarına tanıklık eden, yer yer yeni gelecek spekülasyonları sunan sergi, 19. yüzyılın fantastik bilim kurgusunu 21. yüzyılın öteki zekalarına bağlıyor.
Sergi, okulun birçok salonunun sergi mekanına dönüştürülmesiyle oluşan bir parkura yayılıyor. Öğretmen ve velileri buluşmaları için tasarlanmış olan “Görüşme odası”, vitrinleri ve cam kabinleri opaklık ve şeffaflık arasında kurgulanan bir kompozisyonla, pedagojik arşivler için bir sergileme aracına dönüşüyor. Tiyatro salonu, şeref salonu ve bir sınıf, bunları birbirine bağlayan koridorlar dahil olmak üzere, okul binası boyunca arşivleri, pedagojik işlevleri ve sanat eserlerini bir araya getiren bir parkur sunarken, Caporal Ev’in üst katı özerk bir sergi alanı olarak düşünülüyor. Alanında Türkiye'nin tek merkezi olan Doğa Bilimleri Merkezi ise, 1800'lerin sonundan 1960'a kadar toplanmış 30.000 hayvan ve 40.000 bitkiyi bir araya getiren tarihi hayvan, mineral ve bitki koleksiyonlarıyla sergi parkurunun içinde yer alıyor.
DAHA AZ GÖSTER