İstanbul Modern Sanat Müzesi Fotoğraf Galerisi’nin yeni sergisi "Safkan Yansımalar"da Peter Müller Peter , 12. Yüzyıl’dan bu yana Avrupa saraylarında rastlanan Yeguada de la Cartuja atlarını yepyeni bir yorumla sunuyor. Peter Müller Peter , ünlü Avrupalı ressamların tablolarında da resmedilen bu atın, yine bu ünlü tablolarla birlikte foto
DEVAMIğraflarını çekerek çarpıcı öyküler yaratıyor. Küratörlüğünü Engin Özendes’in üstlendiği sergide, 40 adet fotoğrafla birlikte, çekimlerde her biri birer yerleştirme gibi kurgulanarak kullanılan alanları yansıtan 6 fotoğraf da ışıklı kutularda gösterilecek.
Engin Özendes, Peter Müller Peter’in iki farklı sanat alanını birbiriyle uyumlu ve estetik bir biçimde yoğurarak, yeni yaratılar ve yeni sunumlar getirdiğini belirtiyor:
"Sanatsal gücünü kanıtlamış eserlerin önünde duran, edebiyatın, güzel sanatların en estetik canlısı at, bu olağanüstü arka planlarla yepyeni bir düzenleme içinde gelir önümüze.
Fotoğraf öncelikle bir dildir. Peter Müller Peter’in bu fotoğraflardaki zengin dilini, çağdaş yorumu ile kurgu, oran, ışık, perspektif ve ayrıntılardaki başarısı oluşturmaktadır.
Zamanların, mekânların iç içe geçtiği ve hiçbiri diğerini yadsımayan yepyeni görsellere dönüştüğü bu usta çalışmalar, Safkan Yansımalar’ı gözler önüne sermektedir."
Latin Amerika edebiyatının yaşayan ustalarından ve günümüzün çokyönlü kültür insanlarından Perulu yazar Mario Vargas Llosa, sergi kataloğunda yer alan yazısında, fotoğrafların büyüleyici görüntüleriyle Endülüs Atı’na dikkat çektiğine değiniyor. Llosa, aynı zamanda Müller’in çalışmasının atın insanla aynı düzeyde bütünleşebilen tek hayvan olduğunu gösterdiğini de vurguluyor: "Peter Müller Peter’in ustaca düşünülmüş bu kompozisyonlarda poz vermeye ikna ettiği son derece güzel Endülüs Atları, Rubens’in, Velázquez’in, Goya’nın, Macke’nin ve Carpaccio’nun eserleri arasında, dikkatli ve duyarlı varlıklar gibi rahatlıkla dolaşıyor. Kulaklarını dikmiş, fal taşı gibi açılmış zeki gözlerle tuvallere ve fresklere bakıyor ya da dört dörtlük gözbağı ustaları gibi resimdeki yerlerini alıyorlar. Asla kırıp dökmüyorlar, fotoğrafçının kurduğu oldukça hassas dekorlar ve zarif nesneler arasında gereksiz bir fazlalık değiller. Tam tersine, orada bulunmaları gerektiği, resimlerin tamamlanmak için onları beklediği iddia edilebilir."
DAHA AZ GÖSTER