Pozun Gizi
Fotoğrafın çıkışına somut gerçeklik üzerinden öncülük eden belgeci bakışın 1980’lerde yaşanan postmodernist şoktan sonra farklı bir bağlam kazanmasıyla, fotoğrafçının klasik portre geleneği üzerinden dünyayı algılama biçimi de değişmiştir.
Farklı anlatım biçimlerinin yeni bir fotografik alt dil oluşturma
DEVAMIçabası, suretten sanata giden portre fotoğrafçılığı serüveninde önemli bir basamak olmuştur. Yüzün gizi, bu kez de resmin stilizasyonundan, fotoğrafın bakış estetiğine fizik, kimya ve optik aracılığıyla geçiş yapmış, bakmak ve görmek eylemleri, fotoğrafın bileşenleri üzerinden yeniden tanımlanmıştır.
Fotoğrafın gerçekliği sanılanın aksine nesnenin kendi gerçekliği değil, fotoğrafçının bulunduğu açıdan, o zaman dilimi üzerinde saptanan anın gerçekliği olmuştur. Gelenek çağdaşlaşırken, yüzlerin gizi ışığın sihriyle birleşip, portrelere yeni bir söylem kazandırmıştır. Buradaki asıl farklılık, fotoğrafın icadının portre geleneğinin kendisinden çok, portreye olan bakışı değiştirmiş olmasıdır.
Poz ya da fotoğraf makinesinin karşısında durma eylemi, bakan (model) ile bakılan (fotoğrafçı) arasında saniyeler süren sessiz iletişimin adıdır. Karar anı sanılanın aksine yalnızca hareketin olduğu yerde değil, hareketsiz bir biçimde duran ya da uzayan sürecin içinden koparılan o seçkin parçada kendini daha fazla belli eder. Tüm iyi fotoğrafların oynadığı alan da tam burasıdır.
Poz, fotoğrafçı ile modeli arasında karşılıklı verilmiş bir sözdür.
Ve izleyici de bunun şahididir.
DAHA AZ GÖSTER