Heykel sanatçısı Ebru Döşekçi, altı yıl sonra İstanbul'daki ilk kişisel sergisini gerçekleştiriyor. Türkiye'nin önde gelen kadın heykeltıraşlarından Döşekçi'nin "Kalanlar" isimli sergisi, sanatçının yeni serisine ait yedi eseri bir arada izleyiciye sunuyor.
Döşekçi'nin kendisine has soyutlama metodu ile ortaya koyduğu özgün f
DEVAMIorm dili, "Kalanlar" sergisinde, yeni bir seviyede ifade buluyor. Döşekçi'nin figürleri azaltarak açığa çıkardığı yarı soyut formlar, bu sefer, arta kalan parçaları ile tanımlanıyor. Soyutun sınırındaki figürlerin, vücut buluşları anında arta kalan parçalar, Döşekçi'nin minimalist müdahaleleri ile sanat eserine dönüşüyor.
Ebru Döşekçi'nin sanatı on beş yılı aşkın süredir, eserlerin ortaya çıkışlarında gittikçe daha az müdahaleye maruz bırakıldığı bir çizgiyi takip etti. Döşekçi, özellikle 2016 yılında Ankara'da Siyah Beyaz Galeri'de yaptığı sergisinden itibaren, formu tamamen eksilterek, ses ve ışık kullanımları ile, yeni soyut ifade biçimlerinin arayışına girdi. Öktem Aykut'ta gerçekleşen yeni sergisi ise Döşekçi'nin minimalist heykel dilinde yeni bir dönüşümü arz ediyor. Kütlelerin içinden kastedilerek çıkan formları değil, arta kalan ve kendi kendilerine biçim bulan parçaları esere dönüştürüyor. Böylece Döşekçi, kütlelerin içindeki erkek biçimleri değil, dişi formları açığa çıkartarak; ve onları mekanın içinde mekana özgü bir yerleştirme ile tanımlayarak; sanat eserlerine dönüştürüyor.
"Kalanlar", Döşekçi'nin dişi parçaları sanat eseri olarak tanımlarken giriştiği form arayışının ötesinde, sanatsal ifadesindeki mekan tartışmasında da yeni bir dönemeci aldığı bir üretimi sunuyor. Öktem Aykut'un mekanına özgü yerleştirmelerin izlenebileceği sergi; mekandaki kütle ve boşluğun birbirini tamamlamasını amaçlıyor. Mekanı, heykellerin dişi tamamlayıcısı olarak tanımlayan sergi; kütle, figür, form, mekan, eser gibi kavramların değişken kimliklerini; zıtlıkların beraberce bir bütüne ve öze işaret ettiği kendinden emin ve güçlü bir minimalist dil ile vurguluyor.
DAHA AZ GÖSTER