Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
In The Blink Of An Eye sergisi, “fotoğrafı düşünmeyi” merkezine alırken makinanın imkanlarından yararlanarak “bakma eylemini” araştırıyor.
Fotoğraf, mekanın ve zamanın dışa vurulmuş bir temsilidir. Bu özelliği ile temel bir öneme sahipken, makinenin kabiliyeti sayesinde objektifin önüne geçen her şeyi yansıtan ve ele geçiren (c DEVAMIapture) fotoğraf, dokümantasyon için en etkili metotlardan biridir. Aynı zamanda fotoğraf dokümante edilen varlığın kanıtı kabul edilmektedir. Bu sebepten dolayı gerçeklik ile ilişkisi en güçlü araçlardan biridir.
Fotoğrafta zaman ve mekan algısını opaklaştırdığımızda (varlığı ve izi fotoğrafta mevcut olsa bile, alımlamada belirleyici etkin bir özelliği olmaması durumu) gerçeklikle kurduğumuz bağ gerilmeye başlar ve bu tansiyon bize fotoğrafı deneyimlemede yeni alanlar açar. Bilinçli olarak, fotoğrafın ontolojik bağlamda ihtiyaç duyduğu zaman ve mekanda kaymalar yaratılması ile, fotoğrafın alımlama ve okunmasında bir boşluk yaratılabilir ve bu deneyim sonucunda insanın “saf düşünceyi” harekete geçirebilme ihtimali ortaya çıkar. Burada söz konusu edilen şey, insanın fotoğrafa yabancılaşmasının olanaklarından yararlanmayı öngören sanatsal bir yaklaşımdır. Bu sayede fotoğraf gerçeği yansıtma, temsil etme zorunluluğundan sıyrılarak resimselleşir, tarihle ilişkisine yeni bir boyut açar ve fotoğrafa bakma deneyimini özgürleştirir.
Makinanın perdesi açılır, karanlık kutunun içine ışık girer ve perde kapanır.
Tıpkı doğum ve ölüm arasındaki yaşam, tiyatronun iki perdesi arasındaki oyun gibi;
karanlık-aydınlık-karanlık.
“Göz açıp kapanıncaya kadar geçen bu süre” fotoğrafı ortaya çıkarır.
Selim Süme DAHA AZ GÖSTER