İstanbul Modern Sanat Müzesi, 2500 yıllık Camera Obscura ilkesine dayalı "iğne deliği" tekniğini kullanan 33 genç fotoğrafçının çalışmalarını "İğne Deliği Fotoğrafları" sergisinde bir araya getiriyor. Sponsorluğunu Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş’nin üstlendiği, küratörlüğünü Engin Özendes’in yaptığı, fotoğraf sanatının tarihsel bir dönem
DEVAMIini yeniden yaşatan 67 fotoğraftan oluşan sergi, 17 Haziran – 31 Ağustos 2008 tarihleri arasında İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde yer alacak. Serginin destekçileri arasında Visa Renkli Ufuklar, Mas Matbaa ve Marshall bulunuyor.
Adana Adasokağı Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Nuri Gürdil’in önderliğinde 2006’da kurulan ve Tepebağ Lisesi’nde süren fotoğraf atölyesi, Adana’daki okullara örnek oldu. Bu fotoğraf çalışmaları, Seyhan, Pozantı, Yüreğir ilçelerindeki 10 ayrı okula da dalga dalga yayıldı.
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Nuri Gürdil’in kurduğu fotoğraf atölyesine katılan öğrenciler, gerekli donanımı sağlayamadıkları için sorunu, fotoğraf makinesinin en ilkel hali sayılan ve Camera Obscura ilkesine dayalı çalışan Pinhole/İğne Deliği tekniği ile çözdüler. Öğrenciler, üzerlerine delik açılmış konserve kutularını ve benzer nesneleri kullanarak İğne Deliği düzenekleri yarattılar.
Sergide yer alan 33 genç fotoğrafçı da konserve kutusuna açılan bir delikten sızan ışıkla, birbirinden ilginç görüntüler yarattılar. Çektikleri fotoğraflarla, gerek ifade biçimleri, gerekse iğne deliği için gerçekten yakalanması zor olan kompozisyonlar oluşturup, ışığı çok etkileyici bir biçimde kullandılar. Kendilerini ifade ederken, çalışmalarıyla fotoğrafı çekenin makineler değil, yaratıcılık olduğunu bir kez daha vurguladılar. Adanalı bir grup genç, öğretmenlerinin öncülüğünde, fotoğraf için pahalı makinelerden çok, akıl ve özveriye gereksinim olduğunu kanıtladılar. Diğer okullardaki gençler de aynı yöntemi kullanarak fotoğraf atölyeleri oluşturdular.
M.Ö. 5. yüzyılda keşfedilen basit bir ilke
Günümüzde bazı önemli fotoğrafçılar tarafından da kullanılan ve 29 Nisan’ın "Dünya İğne Deliği Günü" ilan edilmesine neden olan bu anlatım biçimi, aslında çok basit bir ilkeye dayanır. İlk kez, M.Ö. 5. yüzyılda Çinli düşünür Mo Tzu, nesnelerin ışığı her yönde yansıttığının farkına vararak, yazılarında çok küçük bir delikten geçen ışığın yarattığı ters görüntüyü belirtir. "İğne Deliği" fotoğraflarında, bilinen fotoğraf makinelerindeki objektiflerin yerini 0.25-1 mm çapındaki bir iğne deliği alıyor. Işık bu delikten geçerek, karanlık ortam sağlayan kutunun içinde bulunan ışığa duyarlı yüzey (film ya da kart) üzerinde bir görüntü oluşturuyor. Işık geçirmeyen her kapalı ortam, bir iğne deliğinden sızan ışıkla "camera obscura"ya dönüşebiliyor. Kutuya açılan iğne deliğinin karşısına bir fotoğraf filmi ya da kâğıdı yerleştirilip, kutu fotoğraf çekimine hazırlanıyor.
Birçok nesneden kamera olarak yararlanmak mümkün. Sergide, genç fotoğrafçıların fotoğraf çekimini gerçekleştirdikleri iğne deliği düzenekleri de sergileniyor: Duyarlı bir yüzeye sahip fotoğraf kâğıdı doğrudan bant kutusuna yerleştirilmiş ve dış görüntü gün ışığında negatif olarak kâğıt üzerine kaydedilen bir iğne deliği düzeneği; hem 6 x 6 hem de 6 x 9 filme çekim yapabilen parfüm seti kutusundan yapılmış iğne deliği düzeneği ya da otomobillerin ön tekerlek bağlantı bölümünde bulunan rot başıyla yapılmış, oynar başlı, üçayak ve yuvarlak helva kutusundan yapılmış iğne deliği düzeneği...
Eylül 2006’da Adana Adasokağı Lisesi’nde kurulan fotoğraf atölyesi
Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği (AFAD) üyesi ve Adana Adasokağı Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olan Nuri Gürdil, fotoğraf alanındaki bilgilerini öğrencileriyle paylaşmak ve estetik beğenilerini geliştirmek amacıyla Eylül 2006’da okulda bir fotoğraf atölyesi kurar.
Kentin varoşlarındaki lisenin öğrencileri, başlangıçta fotoğraf makinesi sahibi olmaları olanaksız olduğundan, kolayca elde edebilecekleri İğne Deliği düzeneğiyle çalışmaya başlarlar. Fotoğraf yoluyla ifade etmek istediklerini, konserve kutularından yaptıkları bu düzenek yardımıyla çözmeye çalışırlar. Bu çalışmayla fotoğrafı çekenin makineler değil, yaratıcılık olduğunu göstermeye çalışırlar.
Öğrenciler, bu çalışma süresince Adana ve çevresinin anıtsal yapılarının, kültürel mirasının fotoğraflarını çekerler. İstedikleri zaman da Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği’nin (AFAD) karanlık odasından ve etkinliklerinden yararlanırlar. Çektikleri fotoğrafların filmlerini kendileri yıkarlar.
2006 Kasım ayında başlayan "İğne Deliğinden Sızan Işık" başlıklı çalışmalar, 8. 13 Kare Uluslarararası Sanat Festivali’ndeki etkinliklerle sürer. 2007 yılında Adana Rotary Kulübü Uluslararası Fotoğraf Yarışması’nda ekipten iki öğrencinin fotoğrafı sergileme ödülü alır. Ekip, Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi 5. Uluslararası Fotoğraf Günleri etkinliklerine 6 öğrenciyle katılarak sergi açar, söyleşi ve gösteri yapar.
Yüksek bir estetik değere sahip ve önemli bir tarihsel dönemi işaret ediyor.
Gençlerin çalışmalarıyla 2007 yılında Kıbrıs’ta Yakın Doğu Üniversitesi’nin düzenlediği 5. Uluslararası Fotoğraf Günleri sırasında karşılaşan İstanbul Modern Fotoğraf Sergileri Küratörü Engin Özendes, "Fotoğraflar gerek ifade biçimleri, gerekse iğne deliği için gerçekten yakalanması zor olan kompozisyonlardı ve ışığın kullanılması açısından çok etkileyiciydi. Çalışmaları izlerken sahiplerinin bu kadar genç olacağını düşünmemiştim. Kendileri ile tanıştığımda da bu genç insanlar beni bir kez daha şaşırttılar. Fotoğraflar ne denli kusursuzsa, bu öğrenciler de o denli bilinçliydi" görüşünü dile getiriyor.
Nuri Gürdil’in fotoğraf aracılığıyla öğrencilerin kentlileşme süreçlerine katkıda bulunmayı, kültür mirasına sahip çıkarak bilinçlenmelerini amaçladığını belirten Engin Özendes, "Gürdil, bu çalışmanın, kültür-sanat bilinci belirli oranda gelişmiş, fotoğrafa ve her türlü estetik ürüne saygı duyan, kendisiyle ve kentiyle barışık, üretken, yaratıcı, misyon ve vizyon sahibi, entelektüel bireylerin yetişmesine hizmet edeceğine inanıyor" diyor.
Engin Özendes, "İğne Deliği Fotoğrafları" sergisinin, toplumsal bir projeye destek vermek ya da Anadolu insanının fotoğrafla ilişkisini vurgulamak gibi sanat dışında kalan amaçlarla değil, bu genç fotoğrafçıların ellerinden çıkan fotoğrafların yüksek bir estetik değere sahip olması ve fotoğraf sanatının son derece önemli, tarihsel bir dönemine işaret etmesi nedeniyle İstanbul Modern'de yer aldığını vurguluyor.
DAHA AZ GÖSTER