İnsanoğlunun varoluşu ile birlikte çıktığı yaratıcı yolculuk, kayda geçmek, tarif etmek, estetik değer katmak, işlev kazandırmak gibi pek çok amaca hizmet etmiş ve bu yolculuk ruhsal ihtiyaca cevap verme noktasına vardığında Sanatla zanaatın farkı ortaya çıkmıştır.
Sanatçı, yaratım güdüsüne sahip olarak doğan bir ruhtur. Duyularını,
DEVAMIduygularını, acılarını, sesleri, aydınlıkları, karanlıkları not eden bir hafızaya sahiptir. Tüm yaşanmışlıkları düşünce ve fikir olarak harmanlar. Neyi, neden yaptığını anlama çabası ve yetisine sahiptir. Bu bir tür içsel hesaplaşma, sorgulama ve yüzleşmedir. Tüm bu çabalar evrenin sırlarını çözmeye yöneliktir. Buna İÇ- GÖRÜ deriz.
Bu yapıya sahip sanatçıların ürettiği ve adına sanat dedikleri her şey sanattır.
Eserlerinin rafine bir estetiğe sahip olması, özgün yapısı ve barındırdığı samimiyet, Sanatçıların İÇ-GÖRÜ yetisinden kaynaklanır ve bu yüzden ürettikleri eserler EŞSİZ, BENZERSİZ, DEĞERLİ VE BİRİCİKTİR.
DAHA AZ GÖSTER