Mona Hatoum'un Türkiye'deki ilk kişisel sergisi olan "Hâlâ Buradasın", sanatçının 1990'lardan bu yana ürettiği 30'dan fazla işi bir araya getiriyordu. Hatoum ayrıca İstanbul'da bir süre kalıp yerel üreticiler ve atölyelerle işbirliği yaparak, bu sergi için, Vehbi Koç Vakfı desteğiyle yeni işler de üretti.
Beyrut'ta doğmuş Filis
DEVAMItin kökenli bir İngiliz sanatçı olan Mona Hatoum, yerleştirme, heykel, video, fotoğraf ve kağıt üzerine çalışmalar gibi çeşitli mecralar ve çoğunlukla alışılmışın dışında yöntemler kullanarak, günümüz dünyasını kuşatan tedirginlik hissini araştıran şiirsel ve bir o kadar da politik işler üretiyor. "Hâlâ Buradasın", bu yoğun üretimin son yirmi yılına kapsamlı bir bakış sunuyordu ve Hatoum'un ev/yurt ve yerinden edilme; yakınlık ve mesafe; kayıp ve ayrılık; kurumsal iktidar yapıları; tehdit altındaki insan bedeni gibi konulara odaklanan çalışmalarından yaptığı alıntıları bir araya getiyordu.
Arter'deki sergi, başlığını Mona Hatoum'un yapıtlarından biri olan "Hâlâ Buradasın"dan aldı. 1994 tarihli bu yapıt, 2006'da Arap harfleriyle ikinci kez üretilmiş olsa da, her iki versiyonda da, portre formatında bir duvar aynası üzerine kumlama yöntemiyle aynı cümle yazılıdır. Yapıtın karşısına geçtiğinde izleyicinin gördüğü ayna yüzeyine işlenmiş olan "Hâlâ buradasın" cümlesi sanatçının kendi ifadesiyle, varolmanın, hayatta kalmış olmanın teyidi gibidir. Ama insanın güvenini tazeleyen bu onaylamanın özünde, süregiden tekinsiz bir durum ve tehlike ihtimali karşısında sağ kalmış olmanın tanıklığı vardır.
Küratörlüğünü Emre Baykal'ın üstlendiği sergi, Hatoum'un son dönem işlerinden biriyle açılıyordu: 2011 tarihli "Bunker", çelik kutu profillerden yapılmış yirmi iki adet modülden oluşan bir yerleştirme. Hatoum, Arter'deki sergi için bu parçalar arasından altı tanesini seçerek sergi mekânına yayılacak şekilde bir araya getirdi. Yüzeyleri kesilerek veya yakılarak tahrif edilmiş modüller, savaşta hasar görmüş, enkaz halindeki binalar gibi görünüyorlardı. Her yerde rastlanabilecek binalara benzeseler de, bu yapıların çoğu, Hatoum'un doğup büyüdüğü şehir olan Beyrut'taki gerçek binalara gönderme yapıyor.
Mona Hatoum, Arter'deki sergisi için yeni yapıtlar da üretti. Bunlardan biri, tüm dünyayı bir tehlike bölgesi olarak haritalandıran bir halı. Sarı sismik dalgalarla kuşatılmış bir dünyayı dilimler halinde kıran "Shift" (2012) adlı bu iş, yalnızca belli bir bölgeyi değil, bütün dünyayı tehdit eden çok büyük bir tehlikeyi veya küresel bir felaket riskini yansıtıyor. "Shift", resmettiği haritanın topografik bütünlüğünü bozuyor ve günümüzün küresel anlamda tehdit oluşturan çevre felaketlerini çağrıştırmanın yanısıra, bütün dünyayı her an nişan alınıp yok edilebilecek potansiyel bir hedef tahtası olarak gösteriyor.
Hatoum'un Arter'deki sergi için özel olarak tasarladığı bir diğer yapıt olan "Kapan" (2012), İstanbul'da, Cam Ocağı Vakfı ve Birim Metal'in işbirliğiyle üretilen bir yerleştirmeydi. "Kapan", tamamlanmamış binalardan aşina olduğumuz inşaat demirlerinden yapılmış kafeslerden oluşuyor. Her birinin boyutu bir diğerinden biraz farklı, ama beşi de ortalama insan boyuna göre ayarlanmış. Dikey olarak, ancak hafifçe eğik yerleştirildikleri için güvenilmez ve dengesiz oldukları izlenimini uyandırıyorlar. Her bir demir kafesin içinde, kırmızı camdan, kırılgan, amorf nesneler var: Sanki tuhaf, tanımsız yaratıklar ya da beden parçaları kendi kafeslerinin içine hapsedilmiş gibi.
"Hâlâ Buradasın"da Hatoum'un geniş kitlelerce bilinen "Silence" (1994), "Deep Throat" (1996), "Grater Divide" (2002), "Misbah" (2006–2007), "Globe" (2007) ve "Worry Beads" (2009) gibi işlerinin yanında, 1985 tarihinde Brixton'da (Londra) gerçekleştirdiği "Roadworks" başlıklı performansının video dokümantasyonuna da yer verildi.
DAHA AZ GÖSTER