İstanbul Modern’in güncel fotoğraf sergisi “Habitat”, yaşam alanları üzerine farklı bakış açılarını bir araya getiriyor. Her geçen gün yeniden tanımlanan mekân kavramının izini süren sergi, İstanbul Modern Fotoğraf Danışma Kurulu tarafından seçilmiş 13 sanatçının üretimlerine ev sahipliği yapıyor.
Bir organizmanın yaşadığı ve g
DEVAMIeliştiği yer anlamına gelen habitat, yaşamın temel devinim ve çatışmalarının sahnesini tanımlayan kavramlardan biri. Hayatta kalabilmek ve soylarını devam ettirebilmek için tüm canlılar, bulundukları ortama uyum sağlamak ya da sürekli bir arayış içinde yer değiştirmek zorunda kalıyor. Yaşam alanları, güncel koşulların baskısı altında fiziksel olarak yeniden kurgulanıyor ve yapılandırılıyor. Biyolojik, kişisel veya siyasi alanları belirlemek için çekilen sınırlar, çoğu zaman çelişki ve çatışmalar doğuruyor. Diğer yandan mekânlar sadece fiziksel müdahalelerle değil, toplumsal ve kişisel hafızayla da şekilleniyor; yaşanan olayların bıraktığı izler sonucunda zihinlerde yaşıyor ve yeniden üretiliyor. Habitat, değişen güç dengelerinin yarattığı sürekli dönüşüm içinde kavramsal ve fiziksel olarak her an yeniden tanımlanıyor.
Kentlerin sürüklendiği küresel akımlar karşısında bireylerin direnme çabası, insanın ideal yaşam alanını nasıl tanımlayabileceği ve mevcut koşulların bizlere sundukları halen tartışılmaya devam ediyor. Yaşam alanı üzerine farklı tahayyülleri bir araya getiren “Habitat” sergisi, yaşanan mekânı şekillendirme konusunda söz sahibi eşitler arasındaki çatışma ve denge arayışları etrafında şekilleniyor. Metropollerin bitki örtüsü ve kırsal alanlar üzerindeki iktidarı, değişen politikalar ve nüfus dengeleriyle sürekli geri dönüşüme maruz kalan şehir hafızası, barınma hakkı için verilen yaratıcı mücadele gibi konular, var olabilmek için gereken temel ihtiyaçlara dikkat çekiyor. İş bulabilmek veya sadece “kendini bulabilmek” için kat edilen yollar, duvarlar arasında çıkılan yolculuklar, çizdiğimiz fiziksel veya hayali sınırlar yaşam ve mekân algımızı çerçeveliyor. Kendimizi daha güvende hissetmek için savunma veya saldırı tercihlerimiz yaşam stratejilerini belirliyor. Nihayetinde yaşamlarımızın ortak sahnesi olan habitat üzerinde söz sahibi olma çabamız; çaresizlik ve iktidarın, hayaller ve gerçeklerin farklı temsillerini bir araya getiriyor.
DAHA AZ GÖSTER