Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Nadine Sengstock ve Hanna Effen’i bir araya getiren sergi, soyut resmin günümüz sanat dünyasındaki hakimiyetini ve genç sanatçılar için taşıdığı potansiyel ifade gücünü iki ayrı yaklaşım üzerinden izleyiciye sunuyor. Sergi soyut formlar dünyasında hala gidilebilecek yolun güçlü ama aynı zamanda kırılgan potansiyelini hatırlatmayı amaçlıyo DEVAMIr.
Bu potansiyel, iki sanatçı için de iki ayrı yoldan ulaştıkları yeni bir dinamiğe sahip. Hanna Effen, soyut formların insanlar arası ilişkilerde oynadığı görsel biçim çağrışımlarına; Nadine Sengstock ise tanıdık gelebilecek soyut formların algımızdaki etkilerinin aslında ne kadar bulanık ve kolay tanımlanamaz olduğuna referans veriyor. Her iki yaklaşım da görsel olarak tanıdık ve aşina gelenin ortaya çıkmasında belirleyici olan kişisel ve toplamsal kodlara açılıyor.
Kimi örnekte, üreticisinin tuval üzerindeki izini gizleyen grafiksel tatlara sahip resimleri ile Hanna Effen, soyut resmi zamanın öznel kaydı ve insanlar arasında ilişki kurmanın zemini olarak görüyor. Bir hikâyeye dönüşmeden eğrilerin, geometrik köşelerin sadece kendi potansiyellerini araştırıyor. Tuval yüzeyine yerleşen her bir formun tuvalin içinde kendi mekânını kurmasına ve yerleştiği sergi mekânı ile de yeni bir ilişki biçimi oluşturmasına müsaade ediyor. Soyut resmin sanatçı ile izleyicisi, hatta sanatçının yaşadığı yerdeki insanlarla kurabileceği ilişki biçiminin doğal anlamlarını bulmaya çalışıyor. Geometrik bir jestin, sanatçı ve izleyici tarafından nasıl sahiplenebileceğine dair güncel bir düşünce alanı oluşturuyor.
Nadine Sengstock ise resimlerinde kolay kategorize edilemeyen sembolik formların anlamları ve bizdeki karşılıkları üzerine düşünüyor. Tanıdık gelen ama tanıdık gelmeye başladığı anda hemen o ifade alanından uzaklaşan bu formlar, taşıdıkları görsel etki ile bir bedenin kırılgan kimi örnekte de erotik bir soyutlamasını çağrıştırıyor. Nadine tanıdık gelen bu formları manipüle ederek geleneksel olarak bedene ilişkin yerleşik görsel kodları bozmayı ve gördüğümüz ile daha içsel düzeyde bir ilişki biçimi inşa etmemizi teşvik ediyor. Bu durum tam da soyut resmin güncel etki gücünün taşıdığı potansiyele işaret ediyor. Hem var hem de yok olma hali ile gerçekliğin bir karşı temsili olarak eşsiz bir oyun sahasında yol almak!
Sergi, soyutlamayı ve soyut formlar dünyasını, kendilerini ve toplumsal dinamikleri yeniden tanımlama ve anlama yolu olarak keşfetmeye çalışan iki genç sanatçının 25 adet çalışmasını bir araya getiriyor. DAHA AZ GÖSTER