Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
“Eriyen Hatıralar”, insanoğlunun anılar ve bellekle ilişkisini son teknolojinin yardımıyla ve beynin olanaklarının sınırsızlığına yoğunlaşarak ele alıyor. Sanatçı 20. yüzyılın başından itibaren sanat ve edebiyat dünyasını meşgul eden “Hatıralar nedir ve bize ne anlatırlar?” sorusunun, geçmişle bağlantı kurmanın nispeten kolaylaştığı bu DEVAMIyüzyılda “hatıralar ile ne yapılabilir?” sorusuna dönüştüğüne inanıyor.
İşlerinin temelinde her türlü veriyi görsel materyale dönüştürmek yatan Anadol, bireyin en mahrem verisi olan anıları ve onları hatırlama sürecini, beynin maddeselliğini de gözler önüne seren bir süzgeçten geçiriyor. İleri teknolojiyi ustalıkla manipüle ederek sanatın ve bilimin kesiştiği noktada durmanın sanatçıya tanıdığı olanaklara dikkat çekiyor ve makine zekâsının ferdiyet ve mahremiyetle savaş halinde olmadığı bir sanat alanının ihtimalini sorguluyor.
Antik Mısır’dan Orta Çağ’a kadar birçok düşünür, René Descartes’ın algı konusundaki tezleri, nörolojik hastalıklarla ilgili tıbbi çalışmalar ve geçtiğimiz yıl vizyona giren “Blade Runner 2049 / Bıçak Sırtı 2049” filmi Refik Anadol’un üretim sürecine giden yoldaki ilham kaynakları arasında. Anadol bu sergide yer alan işlerini, bir anıyı hatırladığımız esnada beynimizde oluşan hareketlerin Kaliforniya Üniversitesi nöroloji laboratuvarlarında kullanılan üstün araştırma odaklı bir beyin dalgası sensörü aracılığıyla algoritmalara dönüştürülmesi fikrinden yola çıkarak üretti. Hatıraların içeriğine değil de hatırlama eyleminin beynin karanlık odalarında yol açtığı titreşimlere odaklanarak oluşturulan bu algoritmalar, aynı zamanda çağdaş sanatta temsil konusunu yeni bir boyuta taşıyan görsellerin yapı taşları.
İzleyiciler bu sergide yer alan heykelleri ve üç boyutlu tuvalleri, mimari ölçekli LED ekranlarda ışık ve projeksiyonlar eşliğinde deneyimleyebilecekler. DAHA AZ GÖSTER