Müthiş bir malzeme çeşitliliği ile çalışan sanatçı, tuval, desen ve heykellerini birbirinden türetiyor ve hepsini zengin bir yerleştirme içinde sergiliyor.
Gerçek-kurgu, doğal-yapay, canlı-cansız gibi çeşitli ikilikler üzerine kurulan bu yerleştirmede, hayvan ve bitkileri, anı ve metaforları, rüya ve öyküleri ters yüz ederek, b
DEVAMIirbirinin yerine geçiren sanatçının eserleri, daha yakından bakıldığında, üç ilişkili tema etrafında toplanıyor.
İlki, kamufle olmayı, bir ortam ya da topluluk içerisinde görünmez olmayı, bunu seçmeyi ya da buna mecbur bırakılmayı hayvanlar aracılığı ile düşünmemizi sağlıyor. Ekin Saçlıoğlu, doğal ortamları içerisinde kaybolabilen hayvanları mürekkepli kalem ile desenliyor. Bu sırada onların doğal çevrelerini kısmen dönüştüren sanatçı, hayvanların bu çevreye aidiyetine de mühadele etmiş oluyor. Bu müdahele, pek çok politik müdaheleyi yeniden değerlendirmemiz için temel bir referans noktası oluşturuyor.
İkinci tema, toprak altında kalan, eriyen, çözülen, çürüyen, zaman içinde kalıntıları tanınmaz hale gelen hayvanların, neredeyse ansiklopedik desenlerinden oluşuyor. Füzen desenlerin dev boyutları, bir yandan parçaların herşeyin dev boyutlarda olduğu tarih öncesi bir zamana ait dev kalıntılar olduklarını düşündürüyor. Diğer yandan ise mikroskop altında büyütülerek anlamlandırılmaya çalışılan küçücük kalıntılar olduğu hissini veriyor. Genellikle kemik ve dokulardan oluşan bu desenler, adeta içlerinden çıkmış, üç boyutlu parçalarla destekleniyor. Böylece izleyici, henüz tanımadığımız bir uygarlıktan geriye kalanlar üzerine arkeolojik bir çalışmaya tanık, hatta ortak oluyor.
Sergideki diğer üç boyutlu işler ve bunlara eşlik eden bir tuval ise incinebilirlik teması üzerine kuruluyor. Hak ve haksızlık, adalet ve şiddet, doğadaki bitkilerin dal ve yaprakları içinde aniden karşımıza çıkan bir jop ile temsil ediliyor. Filizlenip yeşermesi mümkün olmayan bir “çiçek”, kişisel gündemlerimiz ile dünya gündemi arasındaki ani gerilimlere ve bu gerilimlerin kökünden söküp attıklarına dikkat çekiyor.
DAHA AZ GÖSTER