Simon Wachsmuth, belleğin cisimleşme biçimleriyle ilgileniyor ve tarihin kültürel alanda (yeniden) inşa edilme süreçlerini ele alıyor. Çalışmaları, materyal izler, temsiller ve bunların şimdiki zamanda başvurulan kullanım şekilleri arasındaki ilişkiyi sorguluyor. Wachsmuth, sıklıkla yaptığı gibi geçmişe dair sahip olduğumuz imgelere odakl
DEVAMIanırken bir yandan da sorguluyor: Bize sunulan tarih anlatıları ne derece doğru ve güvenilirdir? Ve içinden geçtiğimiz zaman hakkında eleştirel düşünebilmek için bu malzemeleri ve onların tarihini nasıl kullanabiliriz?
“Qing” isimli video çalışması, geleneksel ipek Çin kıyafetleri ve Japon porselenleriyle etkileşim içindeki bir dansçıyı gösteriyor. Sanatçının kişisel tarihinden köklerini alan bu iş, kültürel miraslarının parçası olan bedensel bilgi dışında yanlarına hiçbir şey alamayan göçmenlerin durumu üzerinden “jestlerin göçü” fikrine odaklanıyor. Arşiv malzemelerinden oluşan bir düzenlemenin eşlik ettiği “Qing,” anlatı şekilleri ve anlam üretme biçimleri üzerinden bir deneyim yaratarak antik form ve işaretlerin şimdiye dek süregelen varlığı üzerine bir yorum öneriyor.
Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) ile Vestfalya Antlaşması (1648), Wachsmuth’un bir diğer yeni ve kapsamlı projesinin başlangıç noktalarını oluşturuyor. Wachsmuth, Bertolt Brecht’in Cesaret Ana ve Çocukları isimli oyunundan ilhamla savaşı ve savaş sonrasında yaşananları anlatan bir dizi iş üreterek şu soruyu soruyor: Sanatçılar bu anları nasıl yakalıyor ve savaş resimlerde, edebiyatta, müzikte ve belgelerde nasıl ortaya çıkıyor? Daha da önemlisi toplum şimdiki zamanda savaşı nasıl ifade ediyor, yorumluyor ve kullanıyor?
Bu konuları ele alan çalışmaların ilk bölümü, 2016/17 yıllarında MARTA Herford Müzesi* için üretildi. “Pax Optima Rerum” (Barış En Büyük İyidir) isimli yerleştirme, cisimleşmiş bellekler olarak belgelerin, heykellerin ve resimlerin kültürel belleğimizi ve tarih anlayışımızı nasıl şekillendirdiği konusuyla ilgileniyordu. Wachsmuth, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine bağlı Herford şehrinden ve çevresinden özellikle topladığı malzemeleri kullanarak, tarihsel olaylardan yerel bakış açısıyla şimdiye uzanan bir ağ ördü. Yerleştirmenin en önemli öğesi, Bertolt Brecht’in Cesaret Ana ve Çocukları isimli oyununun baş karakterine ait el arabasını akla getiren dört tekerlekli bir at arabasıydı. Bu araç sadece orduyu takip eden bir satıcının satış arabası değil, aynı zamanda savaş, ölüm ve mücadele ile birlikte gerçekleşen imge hareketliliğinin de sembolüdür. Ayrıca bu at arabası, ünlü sanat tarihçi Aby Warburg’un tarihin yeni içerik bağlamlarına taşınmasını anlatmak için ürettiği “Bilderfahrzeug” (imge aracı) terimine de gönderme yapmaktadır.
Wachsmuth, projenin İstanbul’daki devamında, Brecht’in zihnini bu meseleyle nasıl meşgul ettiğine odaklanan bir nesne ve bir dizi grafik çalışma sunuyor. Brecht’in Otuz Yıl Savaşları’nın tarihsel arka planını 1930’lar ile 1940’larda Avrupa’da cereyan eden olaylara yönelik eleştirel bir okuma yapmak üzere kullandığı gibi, sanatın güncel meseleleri ele almakta tarihsel malzemeyi genel olarak nasıl kullandığı sorusu ortaya atılıyor.
DAHA AZ GÖSTER