Doğa ve insan arasındaki ilişkiyi Arkas Koleksiyonu’ndan derlenen eserler aracılığıyla tekrar gündeme taşıyan “Doğa, Bahçeler, Düşler” sergisi, İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, 04 Mart’tan itibaren İstanbul’da Elgiz Müzesi’nde izleyicilerin beğenisine sunulacak. Elgiz koleksiyonundan “Mitler ve Hayaller” temasıyla bir seçki d
DEVAMIe 26 Mart’tan itibaren İzmir’de Arkas Sanat Merkezi’nde ağırlanacak.
İşbirliğinin ilk adımı olarak Elgiz Müzesi’nde yapılan serginin basın toplantısı Giz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Can Elgiz’in ev sahipliğinde Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın katılımıyla yapıldı. Giz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Elgiz Müzesi kurucusu Can Elgiz basın toplantısında yaptığı konuşmada,
Elgiz Müzesi, ilk defa Proje4l adı altında, 2001 tarihinde Türkiye’de çağdaş sanat alanında çok fazla aktivite ve sergileme alanı yokken başladı. Önce, galerilerde yer bulamayan genç sanatçılara yer vererek küratörlü sergiler yaptık ve onların tanınmasına katkı sağladık. Birkaç sene bu amacı sürdürdükten sonra, bunun yanında koleksiyoner kimliğimize dönüp koleksiyon sergi mekanı olarak Elgiz Müzesi haline geldik. O zamandan beri, bugün 21. senemizde faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Koleksiyon merkezli bir müze olduğumuz için koleksiyon takası yapmak bizim için diğer hazır sergileri sergilenmekten çok daha doğru. Bu kapsamda sayın Lucien Arkas ile bir koleksiyon takası yaptık. Bu takasta, İzmir’deki güzel tarihi mekanda koleksiyonumuzdan Mitler ve Hayaller sergisi için bir araya getirilen çağdaş sanat eserlerimizi sergileyeceğiz. Bizim mekanımızda da Arkas’ın Doğa Bahçeler ve Düşler Koleksiyonu’ nun kapsamındaki eserleri sergiliyoruz. Buradaki en önemli nokta, çağdaş sanat eserlerinin klasik ve sarayvari bir mekanda sergilenmesi, diğer yandan da klasik eserlerin, halıların ve değerli objelerin bizim gibi white cube olarak tarif edilen mekanda sergilenmesi oldu.
Sergi kurulduktan sonra gördük ki klasik eserler bu mekanda da çok doğru bir sergi biçimlendirmesi ile çalışıldı. Eserlerin sahibi sayın Lucien Arkas’a, küratörü Jean- Luc Maeso’ya ve tüm emeği geçenlere çok teşekkür ederiz.
“Sanatın ve doğanın iyileştirici gücü bir arada”
Lucien Arkas, Elgiz Müzesi’ndeki “Arkas Koleksiyonu’nda Doğa, Bahçeler, Düşler” sergisinin İstanbul’da açtıkları dördüncü sergi olduğunu belirterek, koleksiyonerler ve müzeler arasındaki iş birliğini çok önemsediğini, bunun hem kurumların yakın ilişki kurarak birbirlerini tanıdığını hem de koleksiyonların çok daha fazla kişiye ulaşabilmesini mümkün kıldığını söyledi. Elgiz Müzesi ile karşılıklı iş birliklerinin farklı bir boyutta olduğunu söyleyerek iki şehir arasında sanat köprüsü kurulmasına vesile olan Elgiz ailesine de işbirlikleri için ve sanata uzun yıllardır kattıkları değer için teşekkür etti. Lucien Arkas, “Doğa, tarih boyunca sanatın en büyük ilham kaynaklarından biri olmuştur. Sanatçıların doğa üzerindeki çalışmaları sanatın kendisi kadar eskiye dayanır, bundandır ki sanat ve doğa arasındaki bu ilişki beni her zaman büyülemiştir
Doğaya ve bahçelere büyük tutkum var. Bu ilgi Arkas Koleksiyonuna aldığımız eserlere de yansımış, koleksiyonun büyük bir kısmı doğa ile ilgili eserlerden oluşuyor. Arkas Koleksiyonu’nun farklı bölümleri arasında bağlantılar kuran bu sergi, içerdiği eserler ile koleksiyonun genel bir portresini oluşturuyor. “Doğa, Bahçeler, Düşler” sergisinde; Türk ve yabancı sanatçıların ürettiği tablolardan heykellere, duvar halılarından cam eserlere uzanan bir seçki ile Rönesans’tan 20. yüzyıla uzanan dönemde sanatsal üretimin geçirdiği değişimi anlatmayı ve doğa ile insan arasındaki vazgeçilmez ilişkiye dikkat çekmeyi amaçladık.
Halılar, tablolar, heykeller, mobilyalar, sergide örneklerini gördüğümüz bütün bu eserler bize ilham veren, bizi verdiği ürünlerle besleyen, bize hayaller kurduran, içerisinde sosyalleştiğimiz bir alan olan doğa ve bahçeleri yansıtıyor. Sergide gezerken Rönesans bahçelerinde dolaşacak, çiçekler açarken huzurlu göllerin durgunluğunu görecek, dört mevsimin, içinden geçeceksiniz. Her geçen gün doğadaki tahribatın yarattığı etkilerinin daha da fazla hissedildiği bu dönemde, sanatın vazgeçilmez ilham kaynağı olan doğayı ve bahçeleri konu alan bu serginin, doğanın bir parçası olduğumuzu, ancak doğayla iyileşebileceğimizi ve var olabileceğimizi hatırlatmasını temenni ediyorum.” dedi.
04 Mart’tan itibaren İstanbul’da Elgiz Müzesi’nde Müjde Unustası direktörlüğünde ve Jean Luc Maeso küratörlüğünde sanatseverlerle buluşacak olan sergide; Avrupalı ve Türk sanatçılardan 170 eser var. Rönesans’tan başlayıp 20. Yüzyıla kadar ulaşan bu eserler stilleri, teknikleri açısından farklılık gösterse de hepsi ortak bir konuda, doğa ve bahçelerde birleşiyor. Alfred Sisley, Maurice de Vlamick, Maurice Denis ve John William Godward, John Atkinson Grimshaw, Alfred de Breanski gibi Avrupa resim sanatının önemli temsilcilerinin eserlerinin yanı sıra; Hoca Ali Rıza, İsmail Hakkı, Nazmi Ziya Güran ve Sami Yetik gibi önemli Türk ressamların peyzaj konulu eserleri yer alacak. Tablolara ek olarak, Jean-Baptiste Carpeaux, Albert-Ernest Carrier-Belleuse gibi 19. yüzyılın önemli heykeltraşlarının eserleri seçkiyi oluşturan parçalar arasında bulunuyor.
Pek çok farklı döneme ve üretim alanına ışık tutan sergide, 16. yüzyıl Flaman duvar halılarının yanı sıra 19. yüzyıla tarihlenen ve Osmanlı saray halıları geleneğini yansıtan Feshane ve Kumkapı halıları da yer alıyor. Sergideki bir başka eser grubu da cam objelerden oluşuyor. Bahçe teması, Art Nouveau döneminin en önemli temsilcilerinden Emile Gallé ve Daum Nancy atölyelerinden çıkan cam eserlerde hayat buluyor. Serginin bütününe bakıldığında Alfred Sisley, John William Godward, Maurice de Vlaminck ve Peder Mork Monsted tabloları ile Emile Gallé mobilyaları ilk kez sergilenen eserler arasında yer alıyor.
DAHA AZ GÖSTER