Cengiz Tekin ve Sedat Akdoğan’ın ortak üretimleriyle hayata geçen “Bir Başka Evrenin İklimi”, dünyamızı kırıp geçiren insani, kültürel, siyasi, ahlaki ve ekolojik yıkıma dair eli kulağında bir yok oluşun sancılarını ağırbaşlı bir şiirsellik ve naif bir ironi ile aktarıyor.
Sanatçılara göre, insanın, kültürün ve tarihin yarattığ
DEVAMIı boşluklarda, farklı dünyalar arasındaki akımı kesintiye uğratan derin çatlaklar tüm evrenin en dipsiz temelini oluşturuyor. Temelde insanın yıkım gücünün simgesel bir yapı içinde verildiği birbirleriyle ilişkili 4 ayrı video çalışmasından oluşan “Bir Başka Evrenin İklimi”, ontolojik, zihinsel ve fiziksel sınırları araştıran, farklı dünyaları, alanları ve sistemleri bir araya getirerek kaynaştırmanın ağırlıkta olduğu bir yorumu barındırıyor. Sergide yer alan videolar, ironik dile sahip şiirsel bir kehanet ile olumsuzlamayı içeren aktarımı ötesinde, anlatımcı ya da slogancı bir tavra yönelmeden politik gerçekliklerin ve kurumsal aygıtların örtülü eleştirisini de kucaklıyor.
Farklı evrenler arasında çarpışan manzaraların kurgulandığı sergide izleyiciyi karşılayan çalışmalar “Gelecek Manzara”, “Son Sürat” , “Bilinmeyene Saygı” ve “Yuva” isimli videolardan oluşuyor. Cengiz Tekin ve Sedat Akdoğan, “Bir Başka Evrenin İklimi”nde, insan-doğa, ben-öteki, birey-toplum ilişkisinin geri dönüşsüz biçimde değiştiği bir çağda farklı kılınan dünyalara dair derin çatlakların boşluğunda geziniyor, izliyor ve yorumluyorlar. Sanatçılar, bu izlenimlere yalnızca gönderme yapmıyor ya da öznel bir kurgusallık içinde yorumlamıyor, onları farklı kılınan iklimlerin tümünde ve sonsuz boşlukları içinde yaşıyorlar.
DAHA AZ GÖSTER