Sergi sanatçının 1-30 Kasım 2017 tarihleri arasında davet edildiği Almanya, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Düsseldorf konuk sanatçı programından ve son dönem çalışmalarından yapılan bir seçkiyle şekilleniyor.
“Bulunmuş nesneler bilgisayarımın kıyılarına vuruyor. Teneke kutularla eski lastikler, korsan mallarına karışıyor. Gömülü h
DEVAMIazine gerçekten orada, ama üstü ziftle kaplanmış ve tuhaf. Görülmesi güç çünkü yabancı ve yalnızca pek azımız, adı konmamış olanı görebiliriz.
Bir şey arıyorum, doğru.
Verilerin içindeki anlamı arıyorum.
Sahilden topladığı ganimetle geçinen bir aylak gibi ekranımı taramamın sebebi bu – seni arıyorum, beni arıyorum, maskelerin ötesini görmeye çalışıyorum. Galiba tüm yaşamım boyunca ikimizi aramışım.”
“The Powerbook / Dizüstü” Jeanette Winterson, 2002, Çeviri: Zeynep Mercan
Zeynep Beler son dönem çalışmalarında interdisipliner üretim anlayışının örneklerini verirken gerek malzeme gerek teknik anlamda edebiyattan felsefeye, internetten bilime geniş bir ilgi ufkundan besleniyor.
Adını Jeanette Winterson’un 2002 tarihli “Dizüstü” adlı siberuzayda fantastik bir yolculuğu anlatan romanından alan
“sahilden topladığı ganimetle geçinen aylak” anlamına gelen Beachcomber’ da yer alan tüm eserler; metinler, şehir görünümleri, sokaklar, spontane anlardan devşirilmiş figüratif imgeler ve kişisel yaşamdan detaylarla dolup taşarken; malzeme ve teknik kadar yaşamın bizahati kendisinin de yeniden dönüşüm (recycle) içinden süzülerek bir tür üst dönüşümle (upcycle) sanatsal bir yapıta evrilebileceğini gösteriyor.
Serileri ve tek tek eserlerinde fotoğrafın baskın halini bir tür atık sayılabilecek kullanılamaz karelerden semboller inşa ederek kıran sanatçı, yaşamın ciddiyetini de çelişik yanlarını göstererek aşmayı öneriyor. İzleyende derin bir merak uyandıran bu imgeler evreni, bir anlatının parçaları gibi kurgulanırken, satır aralarında yoğun bir form dengesi gözlenebiliyor.
Birey olarak hali hazırda çok yoğun bir görsellik ve veri bulutu içinde yani bir anlamda enformasyon çağında yaşıyorken, çağdaş sanat alanının esinlenme biçimlerimden üretim anlayışlarına dek sanatsal pratiği hayata daha da “yakınlaştırdığını” bitmiş halleri ile sanat yapıtlarında okumak mümkün. Kendi kuşağı içinden böylesi yoğun bir üretimi “Beachcomber” ile galeri mekanına taşıyan Beler, buluntu malzemeler, çektiği fotoğraflar, yağlı boyalar vb. malzeme ile gündelik hayatın detaylarına attığı bakışlarla yoğun bir “ağ” örüyor. Aslında herkesin akıllı telefonlarıyla yaratıp yanında taşıdığı yapay belleğin bir temsilini kısaca. Sanatçının kurguladığı bu “ağ” izleyende ilk anlamı ve işlevinden koparılmış görsellik aracılığıyla belleği çağrıştırırken, klasik resmetme biçimini kullandığında bir döngü yaratıyor. Bir çeşit belirsizlik hali içinde hepimize tanıdık gelen detaylarla dolup taşan, yaşamın ve sanatın sınırlarını giderek silikleştirip muğlaklaştıran bir döngü. Belleğin ve yaşamın büyük dalgalarının getirdiği her şeyin aralığından sızanlara bakıyoruz.
DAHA AZ GÖSTER