Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Dinç; çelik, alüminyum, taş ve daha birçok malzemeyi kullanarak form verdiği heykellerinde çeşitli pratiklerden besleniyor. Kavramları heykelleriyle şekillendiren Dinç, bu sergisinde insan emeğinin değerini hatırlatarak, yüceltiyor ve şiirsel bir dizilim ile sunuyor.
Osman Dinç, malzemeleri şekillendirerek objeye dönüştürdüğü h DEVAMIeykellerini bağımsızlaştırır ve kendine özgü anlatımları ile izleyiciyi diyaloğa davet eder. Maddenin özünü kaybetmeyen formlar; doğa, kültür ve teknik ile bir araya gelir. Duygu ve düşüncelerimize nesneler ile ayna tutar ve yeni bir diyalektiğin ortaya çıkışını mümkün kılar.
Heykellerde boy gösteren düşünceler, minimalist bir yaklaşımla görünmez olanı görünür kılıyor. Unutulmuş değerlerin temelini araştırdığı çalışmalarında ham maddeyi koruyarak onu plastik sanatlar diline kazandırıyor. Minimal hatlarla ortaya çıkan eserlerdeki düzen ile sanatçının yararlandığı farklı disiplinler bir bütünlük oluşturuyor. Küresel ekonominin işleyişi bağlamında işçinin emeğinin riyakarlığa uğramasına vurgu yapan sanatçı, kültürel örüntüler ve sosyal bellek aracılığı ile bu durumu farklı konularla da ilişkilendirerek tarihsel bir düzenle sarmalıyor.
Sergide, farklı materyallerden oluşan fakat birbiri ile iletişimde olan çok sayıda heykel yer alıyor. Sergiye ismini veren 100 adet alüminyum dökümle yapılan ve içleri balmumu ile dolu çanaklardan oluşan enstalasyon güçlü bir kurgusal anlatımla izleyici ile buluşuyor. Çelikten kayıklar ve içine su hapsedilmiş çelik küreden oluşan düzenlemeler ve su saati gibi, doğanın kaynaklarının referans alındığı heykeller fikirlere dönüşüyor. Kullanılan malzemelerin diliyle desteklenen düşünceler, dünyanın işleyiş biçimini anlatan hikayenin temelini oluşturuyor. Günlük objelerin ortak belleğimizdeki ağırlığıyla seyirciyi uyanışa davet ediyor. DAHA AZ GÖSTER