Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Eyüp Ataş, “Bakışta” isimli sergisinde yeni bir gerçeklik düşüncesinden yola çıkarak, ‘yaşadığımız olay veya durumlarla gerçeklik kavramının kırılarak sadece kendimize has yeni bir gerçekliğin ortaya çıktığını’ dile getirir.
Susan Sontag’ın “Başkalarının Acısına Bakmak” adlı kitabında Goya’nın “Savaşın Felaketleri” serisini deşifre DEVAMIettiği bölüm Eyüp Ataş’ın bu seriyi oluşturmasında ki en önemli çıkış noktasıdır. Ataş, eserlerinde gerçeğin üstünü örten o temassızlık halini yansıtır ve içselleştirmenin, görmezden gelmenin, izlemenin hazzının çelişkili hallerini bizlere sunar.
Nilgün Yüksel’in sergi üzerine kaleme aldığı şu cümlelerinde, “Ataş, sanat tarihinden Pop’un ve kitsch’in imgelerini devralır. Aslında birbirinden çok da farklı olmayan bu iki kavramı yüzeyde bir araya getirir. Doğadan kopan yeni insan türünün ihtiyacı olmayan eğlence ve yaşam anlayışını yansıtır. Haz, artık ne ağacın gölgesinde ne içtenlikli bir dokunuşta ne de yaşamı hissettiren nefestedir. Haz, daha çok birbirine benzeyen yiyecek tüketim salonlarındaki burgerlerde; asitli, şekerli içeceklerdir. Anlamını yitirmiş, dozu kaçmış bir mutluluk maskesiyle haz, damağa yapışan geçici bir tattan öteye geçememektedir” ifadesini kullanmıştır. DAHA AZ GÖSTER