Sanatı, dış dünyaya iç dünyayı göstermenin yolu olarak kabul eden, “an” ve “anlık duygular” dan esinlenerek, dışavurumcu üslubuyla eserlerine hayat veren sanatçı Birim Erol, merakla beklenen 10. kişisel sergisini sanat severlerle buluşturmaya hazır. Uzun bir süredir “Gaia’nın Aşkı” sergisini açmak için heyecanla sergiye odaklanan ve çok k
DEVAMIeyifli işler üreten sanatçı, sergisinde yer alan 6 mitolojik tanrıya ve hikayeye uygun mekanların duygularından da yararlanarak 6 farklı mekanda sergiliyor olacak. 20 Ekim La Boom’da Tanrı “Demeter” ile ilk açılışı olacak olan sergi devamında 27 Ekim de Any “Hades”, 3 Kasım Finn “Posedion”, 10 Kasım No.19 Dining “Hestia”, 17 Kasım Juno “Hera”’yı sergiliyor ve 24 Kasım kendi stüdyosu olan “Stüdyo Dokuz “ da Tanrı “Zeus” ile finalini yapıyor.
SERGİNİN HİKAYESİ;
İlk ekinin ekilmesinden bu yana toprağı koruyan Demeter bereketi sağlarken, insanları bir arada tutan aşın oluşmasını, aşkın ilk kıvılcımının çarpmasını ve ekilen tohumların çiçek açmasını da sağlar. Aşk, neler yaşayacağından habersiz olarak yola çıkmaya hazırdır artık. Anlar ve anılar büyük bir heyecan içinde paylaşılmaya, birikmeye başlar. Kadın ve Erkek birbirlerini tanımak için Demeter’in huzurunda ilk tohumu ekerek yolculuğa çıkmayı kabul eder.
Yolculuklarındaki ilk engel kendileri olmuştur ve birbirlerinin sınırlarına çarpmışlardır. Egolarına yenik düşerek Hades’in karanlık çukuruna inerler. Burada, yer altına, yani kendi özlerine olan yolculukları başlar. Hades her ne kadar ölümü ve karanlığı temsil etse de, tanrılar arasında bilinen en dürüst tanrıdır ve yer altı zenginliklerinin sahibidir. Hades’in bu rüyasından iki çıkış yolu vardır; “Boynuz kapıdan çıkanlar güzel, iyi rüyalar; fildişi kapıdan çıkanlar ise kötü rüyalardır.”
Hades’in karanlığında derin bir uykuda boğulurken, Poseidon aşıkları büyük bir depremle uyandırır. Hades’in dürüst karanlığı birbirlerini görmelerine ve anlamalarına neden olmuştur. Sarılmış halde mai bir ferahlığa göz açan aşk, derin bir nefesle uyanır. Sahip oldukları değerlerin farkına vararak mutluluğu ve huzuru anlarlar. Aşk aralarında ki en büyük birleştirici güç olmuştur. Bu durum aralarındaki ilk kıvılcımı çakar ve geceyi geçirecekleri kor ateşe dönüşür.
Aşkları, Olimpos’ta yanan kutsal ateşten yanan her ocağın koruyucusu, tanrıların en kibarı ve aile tanrıçası olan Hestia’nın koruması altına girmiştir. Ne olursa olsun sönmeyecek olan bu ateş, aşklarını ve bağlılığı temsil edecektir. Atılan her adımda, aşklarını şekillendirdikleri bu yolda, rehberleri Zeus ve Hera olmuştur.
Tanrıların kraliçesi Hera, kadının bütün özelliklerini bahşeder. Analığı ve doğumu koruyan Hera, bu yolda onları ilk ekinin olduğu toprağa yönlendirir. Yolculuğun bu kısmında kadın; cilveli, kıskanç, inatçı ve hırçın olurken, bir yandan da mantığa sığmayan sevgisi ile aşkını perçinler.
Tanrıların Tanrısı Zeus’un hakka dayanan insanca düzeni hayatlarına yön verir. Öyle zamanlarda onları gök gürültüsü ve şimşeklerle korkutarak birbirine tutunmalarını sağlamıştır ki, en karanlık anda aydınlığı sunmuştur. Aşkın bu yolculuğu, ektikleri ilk tohumun koca bir meşe haline geldiği topraklarda, insan olmanın verdiği tüm duygu ve hisler ile yaşamlarını kurmalarına neden olmuştur.
DAHA AZ GÖSTER