Deneyiminizi arttırmak için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Devam ederek Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmektesiniz. Detaylı bilgi için tıklayınız.TAMAM
Claude Lévi-Strauss’a göre antropolojinin kökleri, Batı ile Üçüncü Dünya arasında eşit olmayan bir iktidar karşılaşmasında yatar. Üçüncü dünya ülkeleri orantısız güç kullanılarak sömürülürken, bu toplumlar üzerine yapılan antropolojik incelemelerin sonuçlarını Batı; sosyal değerlerine ters düşen, hiç etik olmayan yöntemlerle kendi çıkarla DEVAMIrı doğrultusunda kullanmaktadır. Nesnelerden mitolojilere bu kültür sembolleri, ortak miras olmalarına rağmen ilkel tanımlar üzerinden konumlandırılarak çarpıtılmış gerçeklikler için kullanılır.
Ahmet Sarı çalışmalarında, antropolojinin kitlelerin algısını ve yaşam evrelerini anlamak adına incelediği, sistematik bir tanımlamaya yardımcı olan buluntu nesneleri ele alır. Sanatçı, batının tarih boyunca ve günümüzde sürekli hareket halinde olan nesneleri, kendi amacına göre modelleyerek toplumların demografik yapısını tahrip etmiş olmasını eleştirir. Sanatçıya göre şarkiyatçılık ve siyasal gerçekliklerin belirsizliğini koruması da bunun bir sonucudur.
Ahmet Sarı, “Altüst” olarak adlandırdığı yeni sergisinde, toplumların değişen güç dengesini, aynı nesneler üzerinden farklı anlatılar geliştirerek günümüz yaşam döngüsünde tartışmaya açıyor. Nesnelerin yan yana gelerek birbirleriyle kurdukları müşterek bağların ve diyalogların izini sürüyor.
Tuvalde giderek kalabalıklaşan ve lezzetli bir oyuna dönüşen nesneler; izleyeni dahil ederek algının göreceliğine, güncel yaşantıdaki endişeye ve konfor alanının sahteliğine dikkat çekiyor. Ahmet Sarı’nın son iki yıl içerisinde ürettiği çalışmaları, sürecin şahidi eskiz defterleriyle birlikte 27 Ekim - 9 Aralık 2017 tarihleri arasında Mixer’de ziyaretçilere açık olacak. DAHA AZ GÖSTER